# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَكَمْ مِنْ قَرْيَةٍ اَهْلَكْنَاهَا فَجَٓاءَهَا بَأْسُنَا بَيَاتًا اَوْ هُمْ قَٓائِلُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vekem min karyetin ehleknâhâ fecâehâ be/sunâ beyâten ev hum kâ-ilûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz nice memleketleri helâk ettik. Geceleyin uyurlarken veya gündüz vakti dinlenirlerken azabımız ansızın başlarına çöküverdi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Nice memleketler var ki biz onları helâk ettik. Azabımız onlara geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken geldi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Biz nice kentleri yok etmişizdir; geceleyin veya gündüz uykularında iken baskınımıza uğramışlardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Nice memleketleri helâk ettik. Onlara azabımız gece uykusuna dalmışken, yahut gündüz istirahat hâlinde iken gelmişti. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Nice kentler helak ettik. Gece yatarlarken, yahut gündüz uyurlarken, azabımız onlara geliverdi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Biz nice memleket helâk etmişizdir ki gece yatarlarken yâhud gündüz uyurlarken baskınımıza ona gelivermiştir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Biz nice memleketler (ehâlîsin) i helak etdik. Öyle ki (kâh) geceleyin, kâh onlar kaylûle ederlerken azabımız gelib çatdı onlara. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hâlbuki nice şehirler var ki onları helâk ettik de azâbımız kendilerine geceleyin veya onlar (o memleketin halkı) kaylûlede (gündüz uykusunda) olan kimseler iken gelivermiştir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biz nice memleketler halkını helâk ettik ki, onlara azâbımız, gece yatarlarken, yahut gündüz istirahat ederlerken gelmişti. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Bir nice ülkeyi helâk ettik ki, onlara azabımız gece yatarlarken veya gündüzün ortasında uyurlarken gelip çatmıştır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz nice beldeler helâk ettik ki, azabımız onlara gece yatarlarken veya gündüz uykusunda iken ansızın gelivermişti. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | How many towns have We destroyed (for their sins)? Our punishment took them on a sudden by night or while they slept for their afternoon rest. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 4. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...