# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِخْوَانُهُمْ يَمُدُّونَهُمْ فِي الْغَيِّ ثُمَّ لَا يُقْصِرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-iḣvânuhum yemuddûnehum fî-lġayyi śümme lâ yuksirûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şeytanların kardeşlerine gelince, şeytanlar onları azgınlığa sürükler, bir daha da yakalarını bırakmazlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Şeytanların) dostlarına gelince, şeytanlar onları azgınlığa sürüklerler. Sonra da yakalarını bırakmazlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Şeytanın kardeşleri onları azgınlığa sürüklerler ve bundan hiç geri durmazlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şeytanlara kardeş olanlara gelince, şeytanlar onları azgınlığın içine çekerler, sonra da bundan hiç geri durmazlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şeytanların kardeşlerine gelince, onlar öbürlerini sapıklığa sürüklerler, sonra da yakalarını bırakmazlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şeytanların ihvanı ise onlar bunları dalâle sürükler, sonra da yakalarını bırakmazlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Şeytanların) kardeşleri (olan kâfirleri) ise bunlar sapıklığa sürerler, sonra da (bir daha yakalarını) bırakmazlar. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Şeytanların) kardeşlerine (kâfirlere) gelince, (şeytanlar) onları azgınlığa sürüklerler; sonra da yakalarını bırakmazlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kâfirlerin kardeşleri olan Şeytanlar, kâfirleri sapıklığa çekerler. Sonra da yakalarını bırakmazlar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve kardeşleri onları dalâlete sürükler dururlar. Sonra (o dalâleti) terketmezler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Şeytanların kardeşleri de onları azgınlığa sürükler, bir daha da yakalarını bırakmazlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But their brethren (the evil ones) plunge them deeper into error, and never relax (their efforts). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 202. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...