# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاَمْطَرْنَا عَلَيْهِمْ مَطَرًاۜ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُجْرِم۪ينَ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Veemtarnâ ‘aleyhim metarâ(an)(c) fenzur keyfe kâne ‘âkibetu-lmucrimîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Üzerlerine müthiş bir taş yağmuru yağdırdık. Bir bak ki, günahkârların âkıbeti nasıl oldu! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ve üzerlerine (taş) yağmuru yağdırdık. Bak ki günahkârların sonu nasıl oldu! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Geriye kalanların üzerine öyle bir yağmur yağdırdık ki! Suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bak! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onların üstüne bir azap yağmuru yağdırdık.” Bak, suçluların akıbeti nasıl oldu. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve üzerlerine bir (azab) yağmuru yağdırdık. Bak ki günahkârların sonu nasıl oldu! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve üzerlerine bir azab yağmuru yağdırdık, işte bak mücrimlerin akıbeti nasıl oldu |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onların üzerine bir (azâb) yağmur (u) yağdırdık. İşte bak günahkârların sonu nice olmuşdur! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve üzerlerine (taştan) bir yağmur yağdırdık. İşte bak günahkârların âkıbeti nasıl oldu! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Üzerlerine bir azab yağmuru yağdırdık. İşte bak, peygamberleri inkâr eden mücrimlerin sonu nasıl oldu!... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onların üzerlerine bir (azap) yağmuru yağdırdık. Artık bak günahkârların akibeti nasıl oldu? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onların üzerine ise bir azap yağmuru yağdırdık. İşte bak, mücrimlerin sonu nasıl oldu! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And we rained down on them a shower (of brimstone): Then see what was the end of those who indulged in sin and crime! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 84. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...