# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَوٰعَدْنَا مُوسٰى ثَلٰث۪ينَ لَيْلَةً وَاَتْمَمْنَاهَا بِعَشْرٍ فَتَمَّ م۪يقَاتُ رَبِّه۪ٓ اَرْبَع۪ينَ لَيْلَةًۚ وَقَالَ مُوسٰى لِاَخ۪يهِ هٰرُونَ اخْلُفْن۪ي ف۪ي قَوْم۪ي وَاَصْلِحْ وَلَا تَتَّبِعْ سَب۪يلَ الْمُفْسِد۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vevâ’adnâ mûsâ śelâśîne leyleten veetmemnâhâ bi’aşrin fetemme mîkâtu rabbihi erba’îne leyle(ten)(c) vekâle mûsâ li-eḣîhi hârûne-ḣlufnî fî kavmî veaslih velâ tettebi’ sebîle-lmufsidîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Tūr dağında ibâdet etmesi için Mûsâ ile otuz gece için sözleşmiş, sonra ona on gece daha ilâve etmiştik. Böylece Rabbinin belirlediği süre kırk geceye tamamlanmış oldu. Mûsâ, kardeşi Hârûn’a: “Kavmim içinde benim yerime geç, onların hatalarını düzelt; sakın ha bozguncuların yoluna uyma!” dedi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Bana ibadet etmesi için) Musa'ya otuz gece vade verdik ve ona on gece daha ilâve ettik; böylece Rabbinin tayin ettiği vakit kırk geceyi buldu. Musa, kardeşi Harun'a dedi ki: Kavmimin içinde benim yerime geç, onları ıslah et, bozguncuların yoluna uyma. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Musa'ya otuz gece vade verip sonra buna on gece daha kattık; böylece Rabbinin tayin ettiği müddet kırk geceye tamamlandı. Musa, kardeşi Harun'a, "Milletim içinde benim yerime geç, onları ıslah et, bozguncuların yoluna gitme" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Mûsâ’ya otuz gece süre belirledik, buna on (gece) daha kattık. Böylece Rabbinin belirlediği vakit kırk geceye tamamlandı. Mûsâ, kardeşi Hârûn’a, “Kavmim arasında benim yerime geç ve yapıcı ol. Sakın bozguncuların yoluna uyma” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve Musa'ya otuz geceye vaat verdik ve süreye bir on gece daha ekledik ve böylece Rabbinin mikatı (tayin ettiği vakit) tam kırk gece oldu. Musa, kardeşi Harun'a şöyle dedi: Kavmim içinde benim yerime geç, ıslaha çalış ve bozguncuların yolundan gitme! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir de Musâya otuz geceye va'd verdik ve anı bir on ile temamladık, bu sûretle rabbının mîkatı tam kırk gece oldu ve Musâ kardeşi Haruna şöyle dedi: kavmim içinde bana halef ol, ıslâha çalış da müfsidler yoluna gitme |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Musa ile otuz gece (bize münâcatda bulunması için) sözleşdik ve ona bir on (gece) daha katdık. Bu suretle Rabbinin ta'yin buyurduğu vakit kırk gece olarak tamamlandı. Musa, biraderi Hârûna dedi ki: «Kavmimin içinde benim yerime geç, (onları) ıslah et, fesadcıların yoluna uyma. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve Mûsâ ile otuz gece için va'dleştik, hem bunu on (gece daha ilâve etmek) ile tamamladık; böylece Rabbisinin ta'yîn ettiği vakit, kırk geceye tamamlandı ve Mûsâ kardeşi Hârûn'a dedi ki: “Kavmimin içinde benim yerime geç, (onları) ıslâh et ve fesad çıkaranların yoluna uyma!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biz, Mûsa'ya otuz gün (Oruç tutmasına karşılık kendisine Tevrat'ı vereceğimizi, yahut kendisiyle konuşacağımızı) vâdettik; ve ona bir on (gün) daha ilâve ettik. Böylece Rabbinin tayin ettiği vakit kırk gece (gün) olarak tamamlandı. Mûsa, kardeşi Harûn'a şöyle dedi: “- Kavmimin içinde yerimi tut ve onların hallerini düzeltmeğe çalış da fesad çıkaranların yoluna gitme.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve Mûsa ile otuz geceye vaadleştik, ve onu bir on ile tamamladık, artık Rabbinin tayin ettiği vakti tam kırk gece oldu.Ve Mûsa kardeşi Harun'a dedi ki: «Sen kavmimin içinde benim halifem ol ve ıslaha çalış ve müfsidlerin yoluna tâbi olma.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Musa'ya da otuz gece vaad etmiş, sonra on daha ilâve etmiştik; böylece Rabbinin belirlediği vakit kırk geceye tamamlanmıştı. Musa ise kardeşi Harun'a “Sen benim yerime kavmimin başına geç,” demişti. “Islaha çalış, bozguncuların yolundan gitme.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We appointed for Moses thirty nights, and completed (the period) with ten (more): thus was completed the term (of communion) with his Lord, forty nights. And Moses had charged his brother Aaron (before he went up): "Act for me amongst my people: Do right, and follow not the way of those who do mischief." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 142. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...
Enbiya suresinin 37. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 37. Ayet Arapça: خُلِقَ الْاِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍۜ سَاُر۪يكُمْ اٰيَات۪ي فَلَا تَسْتَعْجِ ...