# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَفَاَمِنَ اَهْلُ الْقُرٰٓى اَنْ يَأْتِيَهُمْ بَأْسُنَا بَيَاتًا وَهُمْ نَٓائِمُونَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Efeemine ehlu-lkurâ en ye/tiyehum be/sunâ beyâten vehum nâ-imûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yoksa o ülkelerin halkı, geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Yoksa o ülkelerin halkı geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Kentlerin halkı, geceleyin uyurlarken azabımızın kendilerine gelmesinden güvende miydiler? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Memleketlerin halkları geceleyin uyurken kendilerine azabımızın gelmesinden emin mi oldular? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Acaba o ülkelerin halkı, geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi idiler? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ya şimdi şu köy, kasaba ahâlisi geceleyin uyurlarken azâbımızın kendilerine baskın halinde gelivermiyeceğinden emin mi oldular? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O memleketlerin halkı, kendileri geceleyin uyurlarken, azabımızın onlara gelib çatmasından (korkmayıb) emin mi oldu (lar)? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Yoksa o şehirlerin halkı, kendileri uyuyan kimseler iken azâbımızın kendilerine geceleyin gelmesinden emin mi oldular? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O memleketlerin halkı (kâfirler), geceleyin uyurlarken, azabımızın kendilerine inivermesinden emin mi oldular? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ya o beldeler ahalisi, geceleyin uyurlarken azabımın kendilerine gelmesinden emin mi oldular? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yoksa o beldelerin ahalisi, gece vakti onlar uyurken azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Did the people of the towns feel secure against the coming of Our wrath by night while they were asleep? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 97. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...