# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ مُوسٰى لِقَوْمِهِ اسْتَع۪ينُوا بِاللّٰهِ وَاصْبِرُواۚ اِنَّ الْاَرْضَ لِلّٰهِ۠ يُورِثُهَا مَنْ يَشَٓاءُ مِنْ عِبَادِه۪ۜ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّق۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle mûsâ likavmihi-ste’înû bi(A)llâhi vasbirû(s) inne-l-arda li(A)llâhi yûriśuhâ men yeşâu min ‘ibâdih(i)(s) vel’âkibetu lilmuttekîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Mûsâ, kavmine şu tenbih ve tesellide bulundu: “Allah’tan yardım isteyin ve sabredin! Şüphesiz bütün yeryüzü Allah’ındır; ona kullarından dilediğini vâris kılar. Unutmayın ki, hayırlı son, nihâî zafer, ancak Allah’a karşı gelmekten sakınanların olacaktır.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Musa kavmine dedi ki: «Allah'tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona vâris kılar. Sonuç (Allah'tan korkup günahtan) sakınanlarındır.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Musa milletine: "Allah'tan yardım dileyin ve sabredin; yeryüzü şüphesiz Allah'ındır, kullarından dilediğini ona mirasçı kılar; sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Mûsâ, kavmine, “Allah’tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz yeryüzü Allah’ındır. Ona, kullarından dilediğini mirasçı kılar. Sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Musa, kavmine dedi ki: "Allah'ın yardımını ve lütfunu isteyin ve sabır gösterin. Şüphesiz ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona mirasçı kılar. Sonunda kurtuluş müttakilerindir." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Musâ kavmi ne siz, dedi: Allahın avn-ü ınayetini isteyin ve acıya tahammül edib dayanın, her halde arz Allahındır ona kullarından dilediğini varis kılar, akıbet ise müttekilerindir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Musa, kavmine: «Allahdan yardım isteyin. Katlanın. Şübhesiz ki yer, Allahındır. Ona kullarından biri dilerse onu mirascı yapar. Sonuç ise (fenalıklardan) sakınanlarındır» dedi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Mûsâ kavmine şöyle dedi: “Allah'dan yardım isteyin ve sabredin! Şübhesiz ki yeryüzü Allah'ındır; ona kullarından dilediğini vâris kılar. Hem (güzel) âkıbet, takvâ sâhiblerinindir.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Mûsa kavmine: “- Allah'dan yardım dileyin ve sabredin. Muhakkak ki yeryüzü Allah'ındır. Kullarından dilediğini ona vâris kılar. Sonunda kurtuluş, Allah'dan korkanlar içindir.” dedi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Mûsa kavmine dedi ki: «Allah Teâlâ'dan yardım isteyiniz ve sabrediniz. Şüphe yok ki, yer Allah Teâlâ'nındır. Ona kullarından dilediğini varis kılar. Akibet ise muttakîler içindir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Musa kavmine “Allah'tan yardım isteyin ve sabredin,” dedi. “Yeryüzü Allah'ındır; ona kullarından dilediğini vâris kılar. Hayırlı son ise takvâ sahiplerinindir.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Said Moses to his people: "Pray for help from Allah, and (wait) in patience and constancy: for the earth is Allah.s, to give as a heritage to such of His servants as He pleaseth; and the end is (best) for the righteous. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 128. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: يُوسُفُ اَيُّهَا الصِّدّ۪يقُ “Yûsuf! Ey özü sözü doğru arkadaş!” (Yûsuf, 12/46) EY DOĞRU ARKADAŞ! Bilgi: Zindan arkada ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
“İşte âhiret yurdu! Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuk yapmayı istemeyenlere nasib ederiz. Sonunda kazançlı çıkanlar, fenalıktan sakı ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ ءَاَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ اَمِ اللّٰهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُۜ “Ey zindan arkadaşlarım! ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ رَبِّ السِّجْنُ اَحَبُّ اِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَن۪ٓي اِلَيْهِۚ وَاِلَّا تَصْرِفْ عَنّ۪ي كَيْدَهُنَّ اَصْبُ اِلَيْهِن ...
İbrahim Sûresi 38-41. Ayet Tefsiri 38. “Rabbimiz! Hiç şüphesiz sen, bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Çünkü yerde olsu ...