# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَمَا وَجَدْنَا لِاَكْثَرِهِمْ مِنْ عَهْدٍۚ وَاِنْ وَجَدْنَٓا اَكْثَرَهُمْ لَفَاسِق۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vemâ vecednâ li-ekśerihim min ‘ahd(in)(s) ve-in vecednâ ekśerahum lefâsikîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onların çoğunda ahde vefâ diye bir şey görmedik. Tam aksine, onların çoğunun büyük günahları açıktan ve çekinmeden işleyen yoldan çıkmış kimseler olduğunu gördük. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onların çoğunda ahde bağlılık görmedik, çoğunu fasık kimseler olarak bulduk. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulmadık. Ama gerçekten onların çoklarını yoldan çıkmış kimseler bulduk. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onların çoğunda, sözde durma (diye bir şey) bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hem ekserîsinde ahde vefa görmedik, şu muhakkak ki ekserîsini taatten çıkar fasıklar gördük |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Biz onların çoğunda ahd (e vefa) bulmadık, onların çoğunu muhakkak ki itaatden çıkmış kimseler bulduk. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hem onların çoğunda ahde vefâ diye bir şey bulmadık. Fakat doğrusu onların çoğunu gerçekten fâsık kimseler bulduk. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Adı geçen ümmetlerin çoğunda, verdikleri söze bağlılık bulmadık. Şu bir gerçek ki, onların çoğunu, itaatten çıkan kimseler bulduk. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve Biz onların çokları için ahde vefa görmedik. Ve şüphesiz ki, Biz onların ekserisini fâsık kimseler bulduk. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onların çoğunda Biz ahde vefadan eser görmedik. Çoğunu da yoldan çıkmış kimseler olarak bulduk. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Most of them We found not men (true) to their covenant: but most of them We found rebellious and disobedient. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 102. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...