# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ الْمَلَاُ الَّذ۪ينَ اسْتَكْبَرُوا مِنْ قَوْمِه۪ لِلَّذ۪ينَ اسْتُضْعِفُوا لِمَنْ اٰمَنَ مِنْهُمْ اَتَعْلَمُونَ اَنَّ صَالِحًا مُرْسَلٌ مِنْ رَبِّه۪ۜ قَالُٓوا اِنَّا بِمَٓا اُرْسِلَ بِه۪ مُؤْمِنُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle-lmeleu-lleżîne-stekberû min kavmihi lilleżîne-stud’ifû limen âmene minhum eta’lemûne enne sâlihan murselun min rabbih(i)(c) kâlû innâ bimâ ursile bihi mu/minûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kavminin büyüklük taslayan önde gelenleri, kendi kavimlerinden zayıf ve hor gördükleri mü’minlere: “Sâlih’in, Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğunu kesin olarak biliyor musunuz?” diye çıkışırlar, onlar da: “Biz, ona indirilen her şeye kesinlikle iman ediyoruz” derlerdi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kavminin ileri gelenlerinden büyüklük taslayanlar, içlerinden zayıf görülen inananlara dediler ki: Siz Salih'in, Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz? Onlar da Şüphesiz biz onunla ne gönderilmişse ona inananlarız, dediler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Milletinin büyüklük taslayan ileri gelenleri, aralarından iman eden ve bu sebeple hor gördükleri kimselere, "Salih'in Rabbi tarafından gönderildiğini sahiden biliyor musunuz?" dediler, onlar da, "Doğrusu biz onunla gönderilene inanıyoruz" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Kavminin büyüklük taslayan ileri gelenleri, küçük görülüp ezilen inanmışlara, “Siz, Salih’in, Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğunu (sahiden) biliyor musunuz?” dediler. Onlar da, “Biz şüphesiz onunla gönderilene inananlarız” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler, içlerinden zayıf görünen müminlere: "Siz, dediler, Sâlih'in, gerçekten Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz?" (Onlar da): "(Evet), doğrusu biz onunla gönderilene inananlarız!" dediler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Kavmi içinden kibirlerine yediremiyen cumhur cemaat o hırpalanmakta olanlara, onlardan iyman eden kimselere, siz, dediler, Salihin hakıkaten rabbı tarafından gönderilmiş olduğunu biliyormusunuz? Biz, dediler: doğrusu onun gönderildiği şeye mü'minleriz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onun kavminden (îman etmeyi) kibirlerine yediremeyen ileri gelenleri de kendilerince hor görünenlere, onların içinden îman edenlere şöyle dedi (ler): «Siz, Saalihin gerçekden Rabbi katından gönderilmiş bir peygamber olduğunu biliyor musunuz»? Onlar da: «Biz, dediler, doğrusu onunla ne gönderildiyse ona îman edicileriz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler, o zayıf bırakılmış (horlanmış)olanlara, içlerinden îmân edenlere (alay ederek) dedi ki: “(Siz) gerçekten Sâlih'i Rabbi tarafından gönderilen biri olarak mı biliyorsunuz?” (Onlar da:) “Şübhesiz ki biz, onunla gönderilen (herşey)e îmân eden kimseleriz!” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Salih'in kavminden imana gelmeyip kibirlenenler, içlerinden iman eden zayıflar için, alay yollu, şöyle dediler; “- Siz Salih'in hakikaten Rabbi tarafından gönderilmiş bir Peygamber olduğunu biliyor musunuz?” Onlar da: “- Biz, doğrusu, onunla gönderilen her şeye iman edenleriz.” dediler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Kavminden mütekebbir bulunan bir cemaat, onlardan hakîr görülenlere, onlardan imân edenlere dedi ki: «Siz, Sâlih'i hakikaten Rabbi tarafından gönderilmiş mi bilirsiniz?» Onlar da dediler ki: «Biz şüphe yok, O'nunla gönderilmiş olan şeye inanmışlarız». |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kavminin büyüklük taslayan ileri gelenleri, o kavmin horlanan mü'minlerine, “Salih'in Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğunu nereden biliyorsunuz?” dediler. Onlar da “Biz onunla gönderilene inanan kimseleriz” cevabını verdiler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | The leaders of the arrogant party among his people said to those who were reckoned powerless - those among them who believed: "know ye indeed that Salih is a messenger from his Lord?" They said: "We do indeed believe in the revelation which hath been sent through him." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 75. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İbrahim suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا لَنَٓا اَلَّا نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينَا سُبُلَنَاۜ وَلَنَصْبِرَنَّ عَلٰى مَٓا اٰذَيْتُمُونَاۜ وَعَلَ ...
Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...