# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَقَالُوا مَهْمَا تَأْتِنَا بِه۪ مِنْ اٰيَةٍ لِتَسْحَرَنَا بِهَاۙ فَمَا نَحْنُ لَكَ بِمُؤْمِن۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve kâlû mehmâ te/tinâ bihi min âyetin litesharanâ bihâ femâ nahnu leke bimu/minîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar Mûsâ’ya şöyle derlerdi: “Bizi büyülemek için hangi mûcizeyi getirirsen getir, sana asla inanacak değiliz.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ve dediler ki: «Bizi sihirlemek için ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Firavun ailesi: "Bizi sihirlemek için ne mucize gösterirsen göster, sana inanmayacağız" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Dediler ki: “Bizi büyülemek için her ne getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Ve sen büyülemek için her ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz," dediler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve sen bizi büyülemek için her ne âyet getirsen imkânı yok sana inanacak değiliz derlerdi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Dediler: «Bizi büyülemek için her ne mu'cize getirsen sana îman ediciler değiliz biz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve dediler ki: “Bizi kendisiyle sihirlemek için her ne olursa olsun onu bize mu'cize getirsen de biz sana îmân edici kimseler değiliz.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir de: “- sen bizi büyülemek için her ne mu'cize getirsen, asla sana inanacak değiliz, biz” dediler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve dediler ki: «Kendisiyle bize sihir etmek için bize her ne mûcize getirirsen getir, biz sana imân edecek değiliz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Diyorlardı ki: “Bizi büyülemek için hangi mucizeyi getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They said (to Moses): "Whatever be the Signs thou bringest, to work therewith thy sorcery on us, we shall never believe in thee. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 132. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İbrahim suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا لَنَٓا اَلَّا نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينَا سُبُلَنَاۜ وَلَنَصْبِرَنَّ عَلٰى مَٓا اٰذَيْتُمُونَاۜ وَعَلَ ...
Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...