# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ اَنْظِرْن۪ٓي اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle enzirnî ilâ yevmi yub’aśûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İblîs: “İnsanların yeniden diriltileceği güne kadar bana yaşama fırsatı ver” dedi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İblis: Bana, (insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver, dedi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ona, "İnsanların tekrar dirilecekleri güne kadar beni ertele" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (İblis) dedi: (Bari) bana (insanların) tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bana, dedi: ba'solunacakları güne kadar mühlet ver |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (İblîs) dedi: «Bana (halkın) dirilib kaldırılacakları güne kadar mühlet ver. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (İblis) dedi: “Bana (insanların) diriltilecekleri güne kadar mühlet ver!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İblis: “-Bana kıyamete kadar ömür ve mühlet ver”, dedi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dedi ki: «Bana ba's olunacakları güne kadar mühlet ver.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | İblis, “Öyleyse onların diriltileceği güne kadar bana mühlet ver” dedi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He said: "Give me respite till the day they are raised up." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 14. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...