# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَجَاوَزْنَا بِبَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ الْبَحْرَ فَاَتَوْا عَلٰى قَوْمٍ يَعْكُفُونَ عَلٰٓى اَصْنَامٍ لَهُمْۚ قَالُوا يَا مُوسَى اجْعَلْ لَنَٓا اِلٰهًا كَمَا لَهُمْ اٰلِهَةٌۜ قَالَ اِنَّكُمْ قَوْمٌ تَجْهَلُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vecâveznâ bibenî isrâ-île-lbehra feetev ‘alâ kavmin ya’kufûne ‘alâ asnâmin lehum(c) kâlû yâ mûsâ-c’al lenâ ilâhen kemâ lehum âlihe(tun)(c) kâle innekum kavmun techelûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İsrâiloğulları’nı denizden geçirdik. Derken kendilerine ait bir takım putlara tapmakta olan bir kavme rastladılar. Hemen: “Ey Mûsâ! Bize de onların ilâhları gibi bir ilâh yapıver!” dediler. Mûsâ şunları söyledi: “Gerçekten siz, hep böyle cehâlet içinde gidip gelen bir topluluksunuz.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İsrailoğullarını denizden geçirdik, orada kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir kavme rastladılar. Bunun üzerine: Ey Musa! Onların tanrıları olduğu gibi, sen de bizim için bir tanrı yap! dediler. Musa: Gerçekten siz cahil bir toplumsunuz, dedi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 138,139. İsrailoğullarının denizden geçmelerini sağladık. Puta gönülden tapan bir millete rastladılar. "Ey Musa! Onların tanrıları gibi bize de bir tanrı yap" dediler, Musa: " Doğrusu siz bilgisiz bir milletsiniz, bunlar yok olacaklar ve işledikleri boşa gidecektir" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İsrailoğullarını denizden geçirdik. Derken, kendilerine ait putlara tapan bir kavme rastladılar. İsrailoğulları, “Ey Mûsâ! Onların kendilerine ait ilâhları (putları) olduğu gibi sen de bize ait bir ilâh yapsana” dediler. Mûsa şöyle dedi: “Şüphesiz siz cahillik eden bir kavimsiniz.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve İsrailoğullarının denizden geçmelerini sağladık? Derken bir kavme vardılar ki, onlar, kendilerine mahsus bir takım putlara tapıyorlardı. Dediler ki; Ey Musa! Onların tanrıları gibi, sen de bize bir tanrı yap! Musa da onlara dedi ki: Siz gerçekten cahillik eden bir kavimsiniz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve Beni İsraîle denizi atlattık, derken bir kavme vardılar, toplanmışlar kendilerine mahsus bir takım putlara tapıyorlardı, ya Musâ! dediler: Bunların bir çok ilâhları olduğu gibi sen de bize bir ilâh yap, siz, dedi: Gerçekten cahillik ediyorsunuz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İsrâîl oğullarını denizden geçirdik. Şimdi putlarının önünde tapagelen bir kavme rast geldiler. Dediler ki: «Yâ Musa, onların nasıl Tanrıları varsa sen de bize öyle bir Tanrı yap»! «Siz, dedi, cidden ne cahillik eder bir kavmsiniz»! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hem İsrâiloğullarını denizden geçirdik; derken kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir kavme rastladılar. Dediler ki: “Ey Mûsâ! Onların nasıl birtakım ilâhları varsa, (sen de) bize (öyle) bir ilâh yap!” (Mûsâ da:) “Hakikaten siz câhillik etmekte olan bir kavimsiniz!” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik. Onlar, putlara ibâdet eden bir kavme uğradılar. (İçlerinde câhil olanlar şöyle) dediler: “- Ey Mûsa, bunların taptıkları tanrıları gibi, bize de bir tanrı yap.” Mûsâ, onlara dedi. “- Siz, bir topluluksunuz ki gerçekten cahillik ediyorsunuz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik. Kendilerine ait birtakım putlara ibadette bulunan bir kavme uğradılar. Dediler ki: «Ya Mûsa! Bize de put yap, nasıl ki onların putları vardır.» Dedi ki: «Muhakkak siz cahillik eder bir kavimsiniz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik. Derken, kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir kavme rast geldiler. “Ey Musa,” dediler, “onların tanrıları gibi bize de bir tanrı yap da tapalım.” Musa “Siz ne cahil milletsiniz,” dedi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We took the Children of Israel (with safety) across the sea. They came upon a people devoted entirely to some idols they had. They said: "O Moses! fashion for us a god like unto the gods they have." He said: "Surely ye are a people without knowledge. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 138. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ ...
Ankebût Sûresi 41-45. Ayetler ve Meali 41. "Allah’ı bırakıp da başkalarını dost ve yardımcı edinenlerin hâli, örümceğin hâline benzer. Örümcek de b ...