# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ فَاهْبِطْ مِنْهَا فَمَا يَكُونُ لَكَ اَنْ تَتَكَبَّرَ ف۪يهَا فَاخْرُجْ اِنَّكَ مِنَ الصَّاغِر۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle fehbit minhâ femâ yekûnu leke en tetekebbera fîhâ faḣruc inneke mine-ssâġirîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah: “Öyleyse hemen in o cennetten! Orada büyüklük taslamaya hakkın yok. Haydi defol! Çünkü sen aşağılık kimselerden birisin!” buyurdu. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Allah: Öyle ise, «İn oradan!» Orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık! çünkü sen aşağılıklardansın! buyurdu. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ona, "İn oradan, orada büyüklenmek sana düşmez, defol, sen alçağın birisin" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Allah, “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Allah) buyurdu: "Öyleyse oradan in, orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık, çünkü sen aşağılıklardansın." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hemen, buyurdu: in oradan ne haddine ki orada tekebbür edesin, haydi çık, çünkü sen alçaklardansın |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Allah) öyleyse, dedi, hemen in oradan. Artık senin orada kibirlenmen, kafa tutman gerekmez. Hemen çık (git). Çünkü sen alçaklardansın. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Allah şöyle) buyurdu: “Haydi hemen in oradan! Orada (Cennette) kibirlenmek haddine düşmez; haydi çık, çünki sen alçaklardansın!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Allâh Tealâ şöyle buyurdu: “- Hemen in oradan (cennetten), sana cennette kibirlenmek (kendini büyük görmek) gerekmez. Haydi çık, çünkü sen, hor ve bayağı kimselerdensin.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Buyurdu ki: «Artık oradan aşağı in, çünkü orada senin için böbürlenmek selâhiyyeti yoktur. Artık çık, şüphe yok ki, sen alçaklardansın.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Allah “Cennetten in,” buyurdu. “Senin orada böbürlenmeye hakkın yok. Çık oradan; sen artık küçük düşenlerdensin.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | ((Allah)) said: "Get thee down from this: it is not for thee to be arrogant here: get out, for thou art of the meanest (of creatures)." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 13. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...