# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَكَتَبْنَا لَهُ فِي الْاَلْوَاحِ مِنْ كُلِّ شَيْءٍ مَوْعِظَةً وَتَفْص۪يلًا لِكُلِّ شَيْءٍۚ فَخُذْهَا بِقُوَّةٍ وَأْمُرْ قَوْمَكَ يَأْخُذُوا بِاَحْسَنِهَاۜ سَاُر۪يكُمْ دَارَ الْفَاسِق۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Veketebnâ lehu fî-l-elvâhi min kulli şey-in mev’izaten vetefsîlen likulli şey-in feḣużhâ bikuvvetin ve/mur kavmeke ye/ḣużû bi-ahsenihâ(c) seurîkum dâra-lfâsikîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz Mûsâ için Tevrat levhalarında her türlü öğüdü verdik; yapılacak her şeyin açıklamasını yaptık. Sonra da şunu söyledik: “Bunlara kuvvetle sarıl! Kavmine de buradaki hükümleri hayatlarında en güzel şekilde uygulamalarını emret. Yakında size doğru yoldan çıkanların yurdunu göstereceğim.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Nasihat ve her şeyin açıklamasına dair ne varsa hepsini Musa için levhalarda yazdık. (Ve dedik ki): Bunları kuvvetle tut, kavmine de onun en güzelini almalarını emret. Yakında size, yoldan çıkmışların yurdunu göstereceğim. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ona levhalarda her şeyden bir öğüt yazdık ve her şeyi uzun uzadıya açıkladık; onlara sıkıca sarıl, milletine de emret en güzel şekilde tutsunlar. Size Allah'a karşı gelenlerin yurdunu göstereceğim. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Mûsâ için, Tevrat levhalarında her şeye dair bir öğüt ve her şeyin bir açıklamasını yazdık ve ona şöyle dedik: “Şimdi onları kuvvetle tut, kavmine de emret. Onları en güzeliyle alsınlar (uygulasınlar). Yakında size fasıkların yurdunu göstereceğim.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve onun için o levhalarda her şeyden yazdık, nasihat ve hükümlerin ayrıntılarına ait herşeyi (belirttik). Haydi bunlara sıkı sarıl, kavmine de emret, onlar da en güzeline sarılsınlar. Size yakında o fasıkların yurdunu göstereceğim. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve onun için elvahta her şeyden yazdık, mev'ızaya ve ahkâmın tafsıline dair her şey'i. Haydi, dedik: bunları kuvvetle tut, kavmine de emret onları en gözeliyle tutsunlar, ileride size o fasıkların yurdunu göstereceğim |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Biz onun için levhalarda her bir şey'i, mev'ızaya ve (hükümlerin) tafsîline âid her şey'i yazdık. «Haydi bunları kuvvetle (ciddiyetle, azm ile) tut, kavmine de onun en güzel (hükümler) ini tutmalarını emret. Size ileride faasıkların yurdunu göstereceğim». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hem (biz,) bir nasîhat ve herşey için bir açıklama olmak üzere, ona (Tevrât'a âid) levhalarda herşeyi yazdık da (dedik ki): “Bunları kuvvetle tut, kavmine de emret, bunların (takvâ cihetiyle) en güzelini tutsunlar! Size, yakında (görüp ibret almanız için)fâsıkların (harâb olmuş) yurdunu göstereceğim.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biz Mûsa için Tevrat'ın Levhalarında her şeyden yazdık: Öğüdlere ve din hükümlerinin açıklanmasına ait her şeyi... Sonra: “- Bunları kuvvetle benimseyip al, kavmine de, o hükümlerin en sevablısını tutmalarını emret; (ibret için) ileride size o fasıkların (harap olan) yurdunu göstereceğim.” (dedik). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onun için levhâlârda her şeyden bir mev'iza yazdık ve her bir şeyi uzun uzadıya açıkladık. «Artık onu kuvvet ile tut ve kavmine emret, onu en güzeliyle tutsunlar. Elbette sizlere fâsıkların yurdunu göstereceğim.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Musa'ya Biz Tevrat levhalarında bir öğüt olmak üzere herşeyi yazdık ve herşeyi açıkladık. Ona sıkıca yapış. Kavmine de emret, onun en güzelini alsınlar. Yoldan çıkanların yurdunu ne hale getirdiğimi yakında size göstereceğim. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And We ordained laws for him in the tablets in all matters, both commanding and explaining all things, (and said): "Take and hold these with firmness, and enjoin thy people to hold fast by the best in the precepts: soon shall I show you the homes of the wicked,- (How they lie desolate)." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 145. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ ...
Ankebût Sûresi 41-45. Ayetler ve Meali 41. "Allah’ı bırakıp da başkalarını dost ve yardımcı edinenlerin hâli, örümceğin hâline benzer. Örümcek de b ...
Tuz sözlükte, “Suda eriyen, kokusuz, dili yakan bir tada sâhip, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billûrsu madde” demektir. Tuz kelimes ...