# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَاَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِل۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ḣużi-l’afve ve/mur bil’urfi vea’rid ‘ani-lcâhilîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Sen yine de af yolunu tut, iyiliği emret ve câhillerden yüz çevir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Resûlüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sen af yolunu tut, bağışla, uygun olanı emret, bilgisizlere aldırış etme. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sen yine de affa sarıl, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sen afiv yolunu tut, urf ile emret ve kendilerini bilmezlerden sarfı nazar eyle |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Habîbim) sen (güdüğü değil) kolaylığı (sağlayan yolu) tut. İyiliği emret. Câhillerden yüz çevir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Habîbim!) Af (ve kolaylık) yolunu tut; iyiliği emret ve câhillerden yüz çevir! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sen bağışlama yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Affı iltizam et, ma'ruf ile emirde bulun ve cahillerden yüz çevir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Af yolunu tut, iyiliği tavsiye et, cahillere aldırma. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Hold to forgiveness; command what is right; But turn away from the ignorant. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 199. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...