# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الرِّجَالَ شَهْوَةً مِنْ دُونِ النِّسَٓاءِۜ بَلْ اَنْتُمْ قَوْمٌ مُسْرِفُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | İnnekum lete/tûne-rricâle şehveten min dûni-nnisâ-/(i)(c) bel entum kavmun musrifûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, haddi aşan azgın bir toplumsunuz.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Çünkü siz, şehveti tatmin için kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere yanaşıyorsunuz. Doğrusu siz taşkın bir milletsiniz.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 80,81. Lut'u da gönderdik, milletine "Dünyalarda hiç kimsenin sizden önce yapmadığı bir hayasızlığı mı yapıyorsunuz? Siz kadınları bırakıp erkeklere yaklaşıyorsunuz, doğrusu çok aşırı giden bir milletsiniz" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Hakikaten siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Hayır, siz haddi aşan bir toplumsunuz.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Çünkü siz kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere gidiyorsunuz. Belki de siz haddi aşan bir kavimsiniz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | hakıkaten kadınları geçib de şehvetle erkeklere mi varıyorsunuz? Yok siz pek müsrif bir kavimsiniz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Çünkü siz kadınları bırakıb da şehvetle erkeklere yanaşıyorsunuz. Meğer siz haddi aşan bir kavm imişsiniz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Çünki siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Hayır! Siz(haddi aşarak) isrâf eden bir kavimsiniz.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Siz, kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere mi varıyorsunuz? Muhakkak ki, siz çok ileri giden azgın bir kavimsiniz. “ |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Muhakkak ki, siz kadınlarınızı bırakıp şehvet ile erkeklere yanaşıyorsunuz. Belki siz haddi tecavüz eden bir kavimsinizdir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Siz kadınları bırakıp, erkeklere şehvetle yaklaşıyorsunuz. Gerçekten siz haddini iyice aşmış bir kavimsiniz.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "For ye practise your lusts on men in preference to women : ye are indeed a people transgressing beyond bounds." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 81. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...