# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَلَمَّا عَتَوْا عَنْ مَا نُهُوا عَنْهُ قُلْنَا لَهُمْ كُونُوا قِرَدَةً خَاسِـ۪ٔينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Felemmâ ‘atev ‘an mâ nuhû ‘anhu kulnâ lehum kûnû kiradeten ḣâsi-în(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yine onlar, iyice azgınlaşıp, kendilerine yasaklanan şeyleri küstahça işlemeye devam edince, biz de onlara “Aşağılık maymunlar olun!” dedik. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kibirlenip de kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince onlara: Aşağılık maymunlar olun! dedik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Kendilerine edilen yasakları aşınca, onlara: "Aşağılık birer maymun olun" dedik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Yasaklandıkları şeylerden vazgeçmeye yanaşmayınca da onlara “aşağılık maymunlar olun” dedik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Böylece onlar kibre kapılıp yasak kılınan şeylerden vazgeçmeyince, biz de onlara, hor ve zelil maymunlar olun, dedik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Vaktâki artık o nehy edildikleri şeylerden dolayı kızıb tecavüz etmeğe de başladılar, biz de onlara maymun olun keratalar dedik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bu suretle onlar serkeşlik ederek yasak edileni yapmakda ısraar edince kendilerine: «Hor ve zelil maymunlar olun» dedik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Buna rağmen (onlar), kendisinden yasaklandıkları şeylerde (ısrâr ile) isyân ettiklerinde, (biz de) onlara: “Aşağılık kimseler olarak, maymunlar olun!” dedik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Böylece onlar, kibirlenerek yasak edildikleri şeyi yapınca kendilerine: “- Hor ve zelîl maymunlar olun.” dedik. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Vaktâ ki, nehyolundukları şeylerden dolayı serkeşlikte bulundular, onlara, «Zelil maymunlar olunuz!» deyiverdik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar isyan edip de kendilerine yasaklanan şeyi işlemeye devam edince, Biz de onlara “Aşağılık maymunlar olun” dedik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | When in their insolence they transgressed (all) prohibitions, We said to them: "Be ye apes, despised and rejected." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 166. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ ...
Ankebût Sûresi 41-45. Ayetler ve Meali 41. "Allah’ı bırakıp da başkalarını dost ve yardımcı edinenlerin hâli, örümceğin hâline benzer. Örümcek de b ...
Tuz sözlükte, “Suda eriyen, kokusuz, dili yakan bir tada sâhip, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billûrsu madde” demektir. Tuz kelimes ...