# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَسْـَٔلْهُمْ عَنِ الْقَرْيَةِ الَّت۪ي كَانَتْ حَاضِرَةَ الْبَحْرِۢ اِذْ يَعْدُونَ فِي السَّبْتِ اِذْ تَأْت۪يهِمْ ح۪يتَانُهُمْ يَوْمَ سَبْتِهِمْ شُرَّعًا وَيَوْمَ لَا يَسْبِتُونَۙ لَا تَأْت۪يهِمْۚ كَذٰلِكَ نَبْلُوهُمْ بِمَا كَانُوا يَفْسُقُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ves-elhum ‘ani-lkaryeti-lletî kânet hâdirate-lbahri iż ya’dûne fî-ssebti iż te/tîhim hîtânuhum yevme sebtihim şurra’an veyevme lâ yesbitûne(ﻻ) lâ te/tîhim(c) keżâlike neblûhum bimâ kânû yefsukûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! O yahudilere deniz kenarında bulunan şehir halkının başına gelenleri sor: Onlar Cumartesi günü Allah’ın koyduğu balık avlama yasağını alenen çiğniyorlardı. Çünkü balıklar onlara Cumartesi günü sürüler hâlinde su yüzünde görülerek geliyorlardı. Cumartesi dışındaki günlerde ise gelmiyorlardı. Kendileri için konan hükümleri açıktan çiğneyip durmaları sebebiyle onları böyle imtihan ediyorduk. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. Hani onlar cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. Çünkü cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi, cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezlerdi. İşte böylece biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlara, deniz kıyısındaki kasabanın durumunu sor. Cumartesi yasaklarına tecavüz ediyorlardı. Cumartesileri balıklar sürüyle geliyor, başka günler gelmiyorlardı. Biz onları, yoldan çıkmaları sebebiyle böylece deniyorduk. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Ey Muhammed!) Onlara, deniz kıyısında bulunan kent halkının durumunu sor. Hani onlar Cumartesi (yasağı) konusunda haddi aşıyorlardı. Zira tatil yaptıkları Cumartesi günü balıklar onlara akın akın geliyor, tatil yapmadıkları (diğer) günlerde ise gelmiyorlardı. İşte onları yoldan çıkmaları sebebiyle böyle imtihan ediyorduk. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bir de onlara, o deniz kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor. O sırada onlar cumartesi yasağına riayet etmiyorlardı. Cumartesi günü balıklar akın akın geliyorlardı, yasak olmadığı gün gelmiyorlardı. Yoldan çıkıp sapıklık yaptıkları için biz de onları işte böyle sınıyorduk. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sor onlara, o denizin hadâret, bir iskelesi olan o şehrin başına geleni, o vakit Sebtte tecavüz ediyorlardı: o vakit ki Sebt -ıbadet için ta'tıl- yaptıkları gün balıkları yanlarına akın akın geliyorlardı, Sebt yapmıyacakları gün ise gelmiyorlardı, işte biz onları fasıklıkları sebebiyle böyle imhitana çekiyorduk |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Habîbim), onlara denizin yakınında, (sahilde) ki o kasabayı (onun haalini ve ehâlîsinin başına gelenleri) sor. Hani onlar cumartesi gününün hürmetini ihlâl ederek haddi aşmışlardı. Çünkü cumartesi ta'tîli yapdıkları gün balıklar akın akın meydana çıkarak yanlarına geliyordu. Cumartesi ta'tîli yapmayacakları gün ise gelmiyordu, işte biz, itâatdan çıkmakda olduklarından dolayı kendilerini böylece imtihan ediyorduk. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Resûlüm!) Onlara (o yahudilere), deniz kenarındaki o şehir (halkının hâlin)den sor! Bir zaman (onlar) Cumartesi gününde (o günün hürmetini ihlâl ederek)haddi aşıyorlardı; onlara balıkları Cumartesi günlerinde, suyun yüzüne çıkarak geliyordu; Cumartesi ta'tîli yapmıyor oldukları gün ise, onlara gelmiyordu. İsyân etmekte olduklarından dolayı onları böyle imtihân ediyorduk. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm), o Yahudi'lere, deniz kenarındaki kasaba halkının başına gelen felâketi sor. O vakit, yasak edildikleri cumartesi gününde balık avlamakla Allah'ın cumartesi yasağına tecavüz ediyorlardı. Çünkü ibadet için tatil yaptıkları cumartesi günü, balıklar akın akın meydana çıkarak yanlarına geliyordu. Cumartesi ta'tili yapmıyacakları gün ise, gelmiyordu. İşte biz, itaattan çıkmaları sebebiyle, onları böyle imtihan ediyorduk. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlara denizin kenarında bulunan beldeden sual et. O zaman ki onlar cumartesi gününde haddi tecavüz eder olmuşlardı. O vakit onlara cumartesi günlerinde balıklar çokça zahir olarak gelirlerdi. Cumartesinin gayrı günlerinde ise gelmezlerdi. İşte onları yapar oldukları fıskları sebebiyle böylece imtihan ederiz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlara deniz kenarındaki beldeyi sor ki, onlar Cumartesi yasağını çiğniyorlardı. O zaman onlara, avlanmalarının yasak olduğu Cumartesi günleri balıklar akın akın geliyor, yasak olmayan günlerde ise gelmiyorlardı. Yoldan çıkmaktaki ısrarları yüzünden onları Biz böyle imtihan ediyorduk. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Ask them concerning the town standing close by the sea. Behold! they transgressed in the matter of the Sabbath. For on the day of their Sabbath their fish did come to them, openly holding up their heads, but on the day they had no Sabbath, they came not: thus did We make a trial of them, for they were given to transgression. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 163. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İbrahim suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا لَنَٓا اَلَّا نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينَا سُبُلَنَاۜ وَلَنَصْبِرَنَّ عَلٰى مَٓا اٰذَيْتُمُونَاۜ وَعَلَ ...
Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...