# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِذَا قُرِئَ الْقُرْاٰنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَاَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-iżâ kuri-e-lkur-ânu festemi’û lehu veensitû le’allekum turhamûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kur’an okunduğu zaman hemen dikkat kesilerek ona kulak verin, susup dinleyin ki rahmete eresiniz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Kuran okunduğu zaman ona kulak verin, dinleyin ki merhamet olunasınız. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Kur’an okunduğu zaman ona kulak verip dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kur'ân okunduğu zaman, hemen susup onu dinleyin, umulur ki, rahmete nâil olursunuz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Kur'an okunduğu zaman da hemen onu dinleyin ve susun gerek ki rahmete erdirilirsiniz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Kur'an okunduğu zaman derhal onu dinleyin, susun. Tâki (Allahın rahmetiyle) esirgenmiş olasınız. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hem Kur'ân okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun ki merhamet olunasınız! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kur'an okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun. Olur ki, merhamet edilirsiniz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve Kur'an okunduğu zaman O'nu hemen dinleyin ve sükut edin, tâ ki rahmete nâil olasınız. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kurân okunduğunda susun ve dinleyin ki rahmete erişesiniz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | When the Qur´an is read, listen to it with attention, and hold your peace: that ye may receive Mercy. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 204. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ ...
Ankebût Sûresi 41-45. Ayetler ve Meali 41. "Allah’ı bırakıp da başkalarını dost ve yardımcı edinenlerin hâli, örümceğin hâline benzer. Örümcek de b ...
Tuz sözlükte, “Suda eriyen, kokusuz, dili yakan bir tada sâhip, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billûrsu madde” demektir. Tuz kelimes ...