# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُٓوا اِنَّٓا اِلٰى رَبِّنَا مُنْقَلِبُونَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû innâ ilâ rabbinâ munkalibûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar da şöyle dediler: “Zâten biz Rabbimize döneceğiz.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 125, 126. Onlar: Biz zaten Rabbimize döneceğiz. Sen sadece Rabbimizin âyetleri bize geldiğinde onlara inandığımız için bizden intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver, müslüman olarak canımızı al, dediler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 125,126. Onlar da: "Doğrusu biz ancak Rabbimize döneriz. Rabbimizin ayetleri gelince, onlara inanmamızdan ötürü bizden öç alıyorsun. Rabbimiz! Bize sabır ver ve canımızı müslim olarak al" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Dediler ki: “Biz mutlaka Rabbimize döneceğiz.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar da: "Şüphesiz o takdirde biz Rabbimize döneceğiz." dediler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Biz, dediler: Şüphesiz rabbımıza, döneceğiz, |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Biz, dediler, şübhesiz ki nihayet (ölerek) Rabbimize dönücüleriz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar) dediler ki: “Zâten biz, Rabbimize dönücüleriz!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sihirbazlar, ona şöyle dediler: “- Doğrusu biz Rabbimize döneceğiz (bizi ölümle korkutamazsın). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dediler ki: «Biz şüphe yok Rabbimize dönüvericileriz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar “Biz nasıl olsa Rabbimize döneceğiz,” dediler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They said: "For us, We are but sent back unto our Lord: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 125. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...