# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ مُتَبَّرٌ مَا هُمْ ف۪يهِ وَبَاطِلٌ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne hâulâ-i mutebberun mâ hum fîhi vebâtilun mâ kânû ya’melûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “İmrendiğiniz şu kimselerin din diye tutundukları şey yıkılmaya mahkûmdür ve ibâdet kasdıyla işleyegeldikleri bütün ameller de boştur, mânasızdır.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şüphesiz bunların içinde bulundukları (din) yıkılmıştır, yapmakta oldukları da bâtıl-dır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 138,139. İsrailoğullarının denizden geçmelerini sağladık. Puta gönülden tapan bir millete rastladılar. "Ey Musa! Onların tanrıları gibi bize de bir tanrı yap" dediler, Musa: " Doğrusu siz bilgisiz bir milletsiniz, bunlar yok olacaklar ve işledikleri boşa gidecektir" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz bunların (din diye) içinde bulundukları şey yok olmaya mahkûmdur. Yapmakta olduklarının hepsi batıldır.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Çünkü o gördüklerinizin içinde bulundukları din, yok olmaya mahkûmdur ve bütün yaptıkları batıldır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | çünkü o gördüklerinizin, içinde bulundukları din helâke mahkûmdur, ve bütün yaptıkları batıldır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Şübhe yok ki bunların, içinde bulundukları (dîn) helake mahkûmdur. (İbâdet diye) yapmakda oldukları nesne de boşunadır». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Şübhesiz ki bunlar (yok mu), kendilerinin içinde bulundukları şey (, bâtıl dinleri) helâke mahkûmdur ve yapmakta oldukları şey bâtıldır.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Çünkü şu gördüğünüz puta tapanların içinde bulundukları din, yok olmaya mahkûmdur ve yapmakta oldukları ameller de boşunadır.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Şüphe yok ki, bunların içinde bulundukları şey helâke maruzdur ve amel eder oldukları şey de bâtıldır.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Şunların din diye içine daldıkları şey yıkılıp gitmiş, yaptıkları da boşa çıkacak şeylerdir.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "As to these folk,- the cult they are in is (but) a fragment of a ruin, and vain is the (worship) which they practise." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 139. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...