# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَجَٓاءَ السَّحَرَةُ فِرْعَوْنَ قَالُٓوا اِنَّ لَنَا لَاَجْرًا اِنْ كُنَّا نَحْنُ الْغَالِب۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vecâe-sseharatu fir’avne kâlû inne lenâ leecran in kunnâ nahnu-lġâlibîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sihirbazlar Firavun’a geldiler: “Gâlip gelen biz olursak, herhalde bize bir mükâfat olur, değil mi?” dediler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sihirbazlar Firavun'a geldi ve: Eğer üstün gelen biz olursak, bize kesin bir mükâfat var mı? dediler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sihirbazlar Firavun'a geldi, "Yenecek olursak bize şüphesiz bir mükafat var değil mi?" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sihirbazlar Firavun’a geldiler. “Galip gelenler biz olursak mutlaka bize bir mükâfat vardır, değil mi?” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O sihirbazlar Firavun'a geldiler: "Galip gelirsek bize muhakkak mükâfat var değil mi?" dediler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bütün sihirbazlar da Fir'avna geldiler, elbette, dediler: Galib gelenler biz olursak bize mükâfat şüphesiz ya? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sihirbazlar Fir'avna geldi. Dediler ki: «Eğer galebeyi kazananlar biz olursak elbet bize bir mükâfat var, değil mi»? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Nihâyet (bütün usta ve mâhir) sihirbazlar Fir'avun'a geldiler: “Eğer galib gelenler biz olursak, doğrusu bize gerçekten bir mükâfât var (değil mi?)” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bütün sihirbazlar Firavun'a gelip şöyle dediler: “- Eğer biz üstün gelirsek, muhakkak bize mükâfat vardır, değil mi.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve büyücüler Fir'avun'a geldiler. «Elbette bize bir mükâfaat olacaktır, eğer biz galipler olur isek (değil mi?)» dediler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Büyücüler Firavun'a geldiler. “Galip gelirsek bize bir ödül var mı?” diye sordular. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | So there came the sorcerers to Pharaoh: They said, "of course we shall have a (suitable) reward if we win!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 113. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَلَمَّا ذَهَبَ عَنْ اِبْرٰه۪يمَ الرَّوْعُ وَجَٓاءَتْهُ الْبُشْرٰى يُجَادِلُنَا ف۪ي قَوْمِ لُوطٍۜ İbrahim cidden ağır ba ...
Her vesileyle kullarını hayra teşvik eden Rabbimiz, kullarına iyiliği öğretmek üzere şöyle buyuruyor: KUR’AN’IN ÖZETİ SAYILAN AYET-İ KERİME “İyilik, ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَخَذَ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَاَصْبَحُوا ف۪ي دِيَارِهِمْ جَاثِم۪ينَۙ كَاَنْ لَمْ يَغْنَوْا ف۪يهَاۜ اَلَٓا اِنّ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنّ۪ي تَوَكَّلْتُ عَلَى اللّٰهِ رَبّ۪ي وَرَبِّكُمْۜ مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَاۜ اِنَّ رَبّ۪ي عَ ...
Rahmân sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 78 âyettir. İsmini 1. âyette geçen Allah Teâlâ’nın اَلرَّحْمٰنُ (Rahmân) ism-i şerîfinden alır. Bu isim, sûren ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِكَ اَنْ اَسْـَٔلَكَ مَا لَيْسَ ل۪ي بِه۪ عِلْمٌۜ وَاِلَّا تَغْفِرْ ل۪ي وَتَرْحَمْن۪ٓي اَكُنْ ...