# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَهُمْ مِنْ جَهَنَّمَ مِهَادٌ وَمِنْ فَوْقِهِمْ غَوَاشٍۜ وَكَذٰلِكَ نَجْزِي الظَّالِم۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Lehum min cehenneme mihâdun vemin fevkihim ġavâş(in)(c) vekeżâlike neczî-zzâlimîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar için cehennem ateşinden döşekler ve üstlerinde de yine ateşten örtüler vardır. İşte biz zâlimleri böyle cezalandırırız. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar için cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de örtüler vardır. İşte zalimleri böyle cezalandırırız! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlar için cehennemden bir yatak ve üstlerine de örtüler vardır. Zalimleri böyle cezalandırırız. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar için cehennem ateşinden döşek, üstlerinde de cehennem ateşinden örtüler var. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlara cehennemde ateşten bir yatak, üstlerine de (ateşten) örtüler vardır. Biz zalimleri işte böyle cezalandırırız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onlara Cehennemden bir, döşek ve üstlerinden örtüler ve işte zalimleri biz böyle cezalandırırız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onlara cehennem (de, altlarında ateş) den döşekler, üstlerinde (yine ateşden) örtüler vardır. Biz zaalimleri böyle cezalandırırız. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Onlar için Cehennemden bir döşek ve üstlerinden (de yakan ateşten) örtüler vardır! İşte zâlimleri (kâfirleri) böyle cezâlandırırız! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlara, cehennem ateşinden bir döşek ve üzerinde de (yine ateşten) örtüler var. Biz zalimleri böylece cezalandırırız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onlar için cehennemden bir döşek ve üstlerinden sargılar vardır. Ve işte zalimleri böyle cezalandırırız. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar için Cehennemden bir döşek, üstlerine de ateşten örtüler vardır. Zalimleri Biz işte böyle cezalandırırız. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | For them there is Hell, as a couch (below) and folds and folds of covering above: such is Our requital of those who do wrong. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 41. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...