# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَنَادٰٓى اَصْحَابُ الْاَعْرَافِ رِجَالًا يَعْرِفُونَهُمْ بِس۪يمٰيهُمْ قَالُوا مَٓا اَغْنٰى عَنْكُمْ جَمْعُكُمْ وَمَا كُنْتُمْ تَسْتَكْبِرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Venâdâ ashâbu-l-a’râfi ricâlen ya’rifûnehum bisîmâhum kâlû mâ aġnâ ‘ankum cem’ukum vemâ kuntum testekbirûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | A‘râftakiler, simalarından tanıdıkları cehennem ehli bazı adamlara seslenerek şöyle derler: “Gördünüz ya, ne kalabalık taraftarlarınız, ne hesapsız servetiniz, ne de kibirli tavırlarınız bugün size bir fayda sağladı.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Yine) A'râf ehli simalarından tanıdıkları birtakım adamlara seslenerek derler ki: «Ne çokluğunuz ne de taslamakta olduğunuz büyüklük size hiçbir yarar sağlamadı. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 48,49. Burçlarda olanlar, simalarından tanıdıkları adamlara; Topluluğunuz, topladığınız mal ve büyüklük taslamalarınız size fayda vermedi. Allah'ın rahmetine erdirmeyeceğine yemin ettikleriniz bunlar mıydı? Oysa Allah onlara şöyle der: "Cennete girin, size korku yoktur, sizler mahzun da olmayacaksınız." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | A’râftakiler, simalarından tanıdıkları birtakım adamlara da seslenir ve şöyle derler: “Ne çokluğunuz, ne de taslamakta olduğunuz kibir size bir yarar sağladı!” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | A'raftakiler yüzlerinden tanıdıkları kişilere seslenerek şöyle derler: "Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiç bir yarar sağlamadı". |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O ashabı A'raf sîmalariyle tanıdıkları bir takım ricale de nidâ edib: gördünüz mü cem'iyyetinizin ve yaptığınız kibr-ü azametin size hiç faidesi olmadı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Yine) a'raaf yârânı (kâfirlerden) sîmalarıyla tanıdıkları (elebaşı) birtakım adamlara şöyle nida ederek derler: «Ne çokluğunuz (yahut topladığınız mallar), ne de (hakka karşı) yeltenmekde devam etdiğiniz o kibr (-ü azamet) size hiç bir fâide vermedi». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | A'râf ehli, kendilerini sîmâlarından tanıdıkları (Cehennem ehli) birtakım adamlara da seslenerek derler ki: “(Mal ve tarafdar) toplamanız ve büyüklük taslamakta olmanız(bugün) size bir fayda vermedi!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yine A'raf ehli, (kâfirlerin elebaşlarından kara) simalarıyla tanıdıkları bir takım adamlara nida edip diyecekler ki: “- Gördünüz mü? topladığınız mallarla yârânınız, kibirle azametiniz, size hiç fayda vermedi.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve ashâb-ı A'râf simalarıyla tanıdıkları birtakım kişilere de nidâ ederek derler ki: «Size ne cemiyetiniz ve ne de yaptığınız tekebbür bir faide vermiş olmadı.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | A'râf ehli, yüzlerinden tanıdıkları bir kısım adamlara seslenirler ve derler ki: “Ne çokluğunuz, ne de büyüklük taslayıp durmanız size bir yarar sağlamamış! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | The men on the heights will call to certain men whom they will know from their marks, saying: "Of what profit to you were your hoards and your arrogant ways? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 48. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...