# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَاُقَطِّعَنَّ اَيْدِيَكُمْ وَاَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ ثُمَّ لَاُصَلِّبَنَّكُمْ اَجْمَع۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Leukatti’anne eydiyekum veerculekum min ḣilâfin śümme leusallibennekum ecme’în(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Elbette ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da hepinizi darağacında sallandıracağım!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Mutlaka ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da hepinizi asacağım!» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 123,124. Firavun: "Ben size izin vermeden mi O'na inandınız? Doğrusu bu, halkı şehirden çıkarmak için düzdüğünüz bir hiledir, fakat siz göreceksiniz. And olsun ki, ellerinizi ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da hepinizi asacağım" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Mutlaka sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da (ibret olsun diye) sizin tümünüzü elbette asacağım.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, sonra da bilin ki, sizi astıracağım." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Mutlak sizin ellerinizi, ayaklarınızı çaprazına keseceğim, mutlak sizi, hepinizi birden asacağım |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Elbet ve elbet ellerinizi, ayaklarınızı çaprazına kesdireceğim. (Bundan) sonra da elbet ve elbet topunuzu asdıracağım». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Mutlaka ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra kesinlikle sizi hep berâber asacağım!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Muhakkak surette ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, sonra kat'iyyen topunuzu astıracağım.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Elbette sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazvari keseceğim. Sonra da sizi elbette cümleten asacağım.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlamasına kestireceğim; sonra da hepinizi sallandıracağım.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Be sure I will cut off your hands and your feet on apposite sides, and I will cause you all to die on the cross." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 124. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...