# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ الْمَلَاُ مِنْ قَوْمِ فِرْعَوْنَ اِنَّ هٰذَا لَسَاحِرٌ عَل۪يمٌۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle-lmeleu min kavmi fir’avne inne hâżâ lesâhirun ‘alîm(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Firavun’un kavminin ileri gelen yetkilileri, konuyu aralarında müzakere edip şöyle dediler: “Bu, gerçekten de çok mahir, çok usta bir sihirbaz!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 109, 110. Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: Bu çok bilgili bir sihirbazdır. Sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne buyurursunuz? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 109,110. Firavun milletinin ileri gelenleri, "Doğrusu bu bilgin bir sihirbazdır, sizi memleketinizden çıkarmak istiyor" dediler. Firavun: "Ne buyurursunuz?" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Firavun’un kavminden ileri gelenler, dediler ki: “Şüphesiz bu adam usta bir sihirbazdır.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Firavun'un kavminden ileri gelenler, "Muhakkak bu çok bilgili bir sihirbazdır." dediler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Fir'avnın kavminden o cemiyyet, bu, dedi: şüphesiz çok bilgiç bir sihirbaz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 109,110. Fir'avnın kavminden ileri gelenler dedi ki: «Bu sizi yurdunuzdan çıkarmak isteyen bilgin bir büyücüdür muhakkak». (Fir'avn sordu:) «O halde ne buyurursunuz»? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Fir'avun'un kavminden ileri gelenler dedi ki: “Hakikaten bu, gayet bilgin bir sihirbazdır!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Firavun'un kavminden başta gelenler dedi ki: “- Muhakkak bu, çok bilgiç bir sihirbazdır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Fir'avun'un kavminden ileri gelenler, «Şüphe yok ki, bu çok bilen bir sâhirdir» dedi. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Firavun kavminin ileri gelenleri “Bu çok bilgili bir büyücü,” dediler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Said the Chiefs of the people of Pharaoh: "This is indeed a sorcerer well- versed. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 109. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...