# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَقَدْ اٰتَيْنَاكَ سَبْعًا مِنَ الْمَثَان۪ي وَالْقُرْاٰنَ الْعَظ۪يمَ | |
Türkçe Okunuşu * | Velekad âteynâke seb’an mine-lmeśânî velkur-âne-l’azîm(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Elbette biz sana namazın her rekâtında tekrarlanan yedi âyet-i kerîmeyi ve Kur’ân-ı Azîm’i verdik. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve yüce Kur'an'ı verdik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | And olsun ki, sana daima tekrarlanan yedi ayetli Fatiha'yı ve Kuran-ı Azim'i verdik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Andolsun, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve büyük Kur’an’ı verdik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti (Fatihayı) ve yüce Kur'ân'ı verdik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Celâlim hakkı için sana «sebul mesani»yi ve Kur'anı azımi verdik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Andolsun ki biz sana (namazın her rek'atında) tekrarlanan yedi (âyet-i kerîme) yi ve şu büyük Kur'ânı verdik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Celâlim hakkı için, sana (namazın her rek'atında) tekrarlanan yedi (âyeti,Fâtiha)yı ve yüce Kur'ân'ı verdik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Andolsun ki, biz, sana, (her namazda) okunup tekrarlanan yedi âyeti (Fâtiha sûresini) ve şu büyük Kur'ân'ı verdik. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Zâtı akdesime kasem olsun ki, sana tekrarlanan yediyi (Fatiha sûresini) ve büyük Kur'an'ı verdik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz sana “tekrarlanan yedi”yi ve azametli Kur'ân'ı verdik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And We have bestowed upon thee the Seven Oftrepeated (Verses) and the Grand Qur´an. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hicr Sûresi 87. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...