# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِنَّ عَلَيْكَ اللَّعْنَةَ اِلٰى يَوْمِ الدّ۪ينِ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-inne ‘aleyke-lla’nete ilâ yevmi-ddîn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Ta hesap gününe kadar bu lânet senin tependen hiç ayrılmayacaktır.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Muhakkak ki kıyamet gününe kadar lânet senin üzerine olacaktır! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 34,35. "Öyleyse defol oradan, sen artık kovulmuş birisin. Doğrusu hesap gününe kadar lanet sanadır" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 34,35. Allah, “Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun. Şüphesiz hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Kıyamet gününe kadar lanet senin üzerindedir." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve bu lâ'net ceza gününe kadar üzerindedir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Hiç şübhesiz ceza gününe kadar lâ'net senin tependedir». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Ve muhakkak ki kıyâmet gününe kadar lâ'net, senin üzerinedir!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Şüphe yok ki, lânet, kıyamet gününe kadar senin üzerindedir.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve şüphe yok ki, Kıyamet gününe kadar lânet senin üzerinedir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Hesap gününe kadar bu lânet senin üzerinde kalacaktır.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "And the curse shall be on thee till the day of Judgment." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hicr Sûresi 35. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...