Hicr Sûresi(15) 21. Ayet


21 / 99


# Meal Ayet
Arapça وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ
Türkçe Okunuşu * Ve-in min şey-in illâ ‘indenâ ḣazâ-inuhu vemâ nunezziluhu illâ bikaderin ma’lûm(in)
1. Ömer Çelik Meali Her şeyin hazinesi bizim yanımızdadır; ancak biz onu belirli bir ölçüye göre indiriyoruz.
2. Diyanet Vakfı Meali Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.
3. Diyanet İşleri (Eski) Meali Hazinesi Bizim katımızda olmayan hiçbir şey yoktur. Biz onu ancak belli bir ölçüye göre indiririz.
4. Diyanet İşleri (Yeni) Meali Hiçbir şey yoktur ki hazineleri yanımızda olmasın. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.
5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Fakat biz, onu ancak ihtiyaca göre, belli ölçülerde veririz.
6. Elmalılı Meali (Orjinal) Meali Hiç bir şey yoktur ki bizim yanımızda hazineleri olmasın, fakat biz, onu ancak ma'lüm bir mıkdar ile indiririz
7. Hasan Basri Çantay Meali Hiçbir şey (haaric) olmamak üzere (hepsinin) hazîneleri bizim nezdimizdedir.. Biz on (lar) ı ma'lûm bir mıkdar dışında indirmeyiz.
8. Hayrat Neşriyat Meali Hiçbir şey de yoktur ki, onun hazîneleri yanımızda olmasın; artık onu ancak belli bir mikdarda indiririz.
9. Ali Fikri Yavuz Meali Kulların faydalandığı hiç bir şey yoktur ki, onu meydana getiren hazinelerin anahtarları katımızda olmasın, (muhakkak her şey bizim kudretimizle meydana gelir). Fakat biz, onu, ancak ihtiyaca göre, malum bir miktarda veririz.
10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Ve hiçbir şey yoktur ki illâ onun hazineleri Bizim nezdimizdedir. Ve onu indirmeyiz. Ancak malum bir miktar ile (indiririz).
11. Ümit Şimşek Meali Hiçbir şey yoktur ki, hazineleri Bizim katımızda olmasın. Biz onu ancak belirli bir miktar ile indiririz.
12. Yusuf Ali (English) Meali And there is not a thing but its (sources and) treasures (inexhaustible) are with Us; but We only send down thereof in due and ascertainable measures.
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir.
Hicr Sûresi 21. ayetinin tefsiri için tıklayınız
* Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir.


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/07/nur-suresinin-41-ayeti-ne-anlatiyor-199699-m.jpg
Nûr Suresinin 41. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresinin-33-ayeti-ne-anlatiyor-199685-m.jpg
Nûr Suresinin 33. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/tahrim-suresinin-tefsiri-199665-m.jpg
Tahrim Sûresinin Tefsiri

Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresi-30-31-ayetler-ne-anlatiyor-199652-m.jpg
Nûr Suresi 30-31. Ayetler Ne Anlatıyor?

Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/kurana-gore-evliya-kimdir-199651-m.jpg
Kuran'a Göre Evliya Kimdir?

"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/06/nur-suresinin-23-ayeti-ne-anlatiyor-199632-m.jpg
Nûr Suresinin 23. Ayeti Ne Anlatıyor?

Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...