# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُٓوا اَوَلَمْ نَنْهَكَ عَنِ الْعَالَم۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû eve lem nenheke ‘ani-l’âlemîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar da: “Seni elâlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?” diye çıkıştılar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «Biz seni, elâlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?» dediler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Biz sana kimseyi misafir kabul etmeyi yasak etmemiş miydik?" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar, “Biz seni insanlarla ilgilenmekten men etmemiş miydik” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Lût kavmi şöyle dedi: "Biz sana kimsenin koruyuculuğunu yapmamanı söylememiş miydik?" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Seni dediler, âlemden nehyetmedikmi? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Biz seni, dediler, elâleme karışmakdan, (bizim bu gibi işlerimize müdâhale etmekden) men etmedik mi»? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar:) “Seni elâlem(in işine karışmak)tan men' etmedik mi?” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar “- Biz, seni âlemin işine karışmaktan men etmedik mi?” dediler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (Kavmi de) Dediler ki: «Biz seni âlemlerin işine karışmaktan men etmiş değil miydik?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Biz seni el âlemin işine karışmaktan men etmemiş miydik?” dediler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They said: "Did we not forbid thee (to speak) for all and sundry?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hicr Sûresi 70. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İçki sözlükte, “İçinde alkol bulunan içecek; dem” anlamındadır. Alkol ilk devirlerden itibaren biliniyor. İÇKİ HAKKINDA AYETLER Rasûlüm! Sana içki v ...
Kanaat ve tok gözlülük ile ilgili ayetler... “Yeryüzündeki her canlının rızkını Allah üstlenmiştir.” (Hûd sûresi (11), 6) Âyet-i kerîme evrend ...
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِذَا نَادَيْتُمْ اِلَى الصَّلٰوةِ اتَّخَذُوهَا هُزُوًا وَلَعِبًاۜ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَعْقِلُونَ Siz namaz ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُم ...
İffet, insanın bedenî ve maddî hazlara aşırı düşkünlükten korunmasını ifade eder. İffet sözlükte “haramdan uzak durmak, helâl ve güzel olmayan söz ve ...