# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | رُبَمَا يَوَدُّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَوْ كَانُوا مُسْلِم۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Rubemâ yeveddu-lleżîne keferû lev kânû muslimîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bir gün gelecek kâfirler: “Keşke dünyada iken müslüman olup Allah’ın emrine boyun eğseydik!” diye hasret çekecekler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İnkâr edenler zaman zaman, keşke biz de müslüman olsaydık, diye arzu ederler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İnkar edenler, keşke müslüman olsaydık temennisinde bulunacaklardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İnkâr edenler, “Keşke müslüman olsaydık” diye çok arzu edeceklerdir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bir zaman gelecek ki inkâr edenler, keşke müslüman olsaydık temennisinde bulunacaklardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir zemân olur küfredenler arzu çekerler ki müsliman olsa idiler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O küfredenler zaman zaman (nedametle) temennî edecek (ler): «(Âh vaktiyle) müslüman olaymışlar» |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Bir zaman olur (Cehenneme girdiklerinde) inkâr edenler arzu ederler ki, keşke Müslüman kimseler olsaydılar! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kâfirler, azabı gördükleri zaman, çok kerre: “Keşki müslüman olsaydılar!” diye temenni edecekler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O kâfir olanlar, çok kere arzu edeceklerdir ki, keşke müsIüman olmuş olsaydılar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Gün gelir, kâfirler arzu eder ki, keşke vaktiyle Müslüman olsaydılar! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Again and again will those who disbelieve, wish that they had bowed (to Allah's Will) in Islam. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hicr Sûresi 2. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...