# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ ف۪ي شِيَعِ الْاَوَّل۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Velekad erselnâ min kablike fî şiye’i-l-evvelîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Doğrusu biz, senden önce gelip geçen toplumlara da nice peygamberler gönderdik. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Andolsun, senden önceki milletler arasında da elçiler gönderdik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | And olsun ki, senden önce çeşitli ümmetlere peygamber göndermiştik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ey Muhammed! Andolsun, senden önceki topluluklara da peygamber gönderdik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Andolsun, senden önceki milletler arasında da peygamberler gönderdik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Celâlim hakkı için senden önce evvelkilerin şîaları içinde de Resuller gönderdik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Andolsun, senden mukaddem (gelen) önceki ümmetler içinde de (peygamberler) göndermişizdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Resûlüm!) And olsun ki senden önce, evvelki milletlerin içinde de(peygamberler) gönderdik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | And olsun, senden evvel, önceki ümmetlerin içinde de Peygamberler gönderdik. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve andolsun ki, senden evvelki kavimler arasında da (peygamberler) göndermiştik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Senden önceki milletlerin içinden de Biz peygamberler göndermiştik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We did send messengers before thee amongst the religious sects of old: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hicr Sûresi 10. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...