# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ وَمَنْ يَقْنَطُ مِنْ رَحْمَةِ رَبِّه۪ٓ اِلَّا الضَّٓالُّونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle vemen yaknetu min rahmeti rabbihi illâ-ddâllûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İbrâhim de: “Doğru yoldan sapanlardan başka kim Rabbinin rahmetinden ümidini yitirir ki?” diye karşılık verdi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (İbrahim:) dedi ki: Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 56,57. "Zaten sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden umudunu keser!" diyerek sormuştu: "Ey elçiler! İşiniz nedir?" |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Dedi ki: “Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İbrahim dedi ki: "Rabbimin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Rabbının rahmetinden, dedi: sapkınlardan başka kim ümidi keser? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (İbrâhîm): «Rabbinin rahmetinden sapıklardan başka kim ümidini keser»? dedi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (İbrâhîm:) “Zâten dalâlete düşenlerden başka Rabbinin rahmetinden kim ümid keser?” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İbrâhim, dedi ki: “- Sapıklardan başka, kim Rabbinin rahmetinden ümid keser?” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dedi ki: «Sapıtmışlardan başka kim Rabbinin rahmetinden ümidini keser.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | İbrahim “Sapkınlardan başka kim Rabbinin rahmetinden ümit keser?” dedi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He said: "And who despairs of the mercy of his Lord, but such as go astray?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hicr Sûresi 56. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...