# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَقَالُوا يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ي نُزِّلَ عَلَيْهِ الذِّكْرُ اِنَّكَ لَمَجْنُونٌۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve kâlû yâ eyyuhâ-lleżî nuzzile ‘aleyhi-żżikru inneke lemecnûn(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kâfirler alay ederek şöyle dediler: “Ey kendisine sözde Kur’an indirilen adam! Sen elbette delinin birisin.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Dediler ki: «Ey kendisine Kur'an indirilen (Muhammed)! Sen mutlaka bir mecnunsun!» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 6,7. Onlar: "Ey kendisine Kitap indirilen kimse! Sen mutlaka delisin. Doğrulardan isen melekleri bize getirsene" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Dediler ki: “Ey kendisine Zikir (Kur’an) indirilen kimse! Sen mutlaka delisin!” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Dediler ki: "Ey kendisine Kur'ân indirilen (Muhammed)! Sen mutlaka bir mecnunsun." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir de ey o kendisine zikr indirilmiş olan, dediler: mutlaka sen mecnunsun! |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Dediler ki: «Ey kendisine kitâb indirilen (zât), mutlak ve mutlak sen bir mecnunsun»! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Kâfirler) dediler ki: “Ey kendisine Zikr (Kur'ân) indirilen kişi! Doğrusu sen gerçekten bir delisin.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Mekke kâfirleri Peygambere şöyle dediler: “- Ey kendisine kitap indirilen! Muhakkak ki, sen bir mecnunsun. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve dediler ki: «Ey üzerine kitap indirilmiş olan! (zât) Şüphe yok sen elbette bir mecnûnsun.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar diyorlar ki: “Ey kendisine kitap indirilen kişi, sen delinin birisin. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They say: "O thou to whom the Message is being revealed! truly thou art mad (or possessed)! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hicr Sûresi 6. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...