# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ هٰذَا صِرَاطٌ عَلَيَّ مُسْتَق۪يمٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle hâżâ sirâtun ‘aleyye mustekîm(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah şöyle buyurdu: “İşte bu ihlâs ve teslimiyet yolu, bana varan dosdoğru yoldur.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Allah) şöyle buyurdu: «İşte bana varan dosdoğru yol budur.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 41,42. 'Allah şöyle dedi: "Benim gerekli kıldığım dosdoğru yol budur; kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan sapıklar bunun dışındadır." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 41,42. Allah, “İşte bu bana ulaştıran dosdoğru yoldur. Azgınlardan sana uyanlar dışında, kullarım üzerinde senin hiçbir hâkimiyetin yoktur” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Allah şöyle buyurdu: "İşte bana ulaşan dosdoğru yol budur." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bu, dedi: bir câdde «teahhüd ederim» dos doğru |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Buyurdu ki: «İşte bu, bana göre (hak ve lâyık) olan doğru bir yoldur». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Allah) buyurdu ki: “İşte bu (ihlâslı kullarımı senin şerrinden korumak) bana âid dosdoğru bir yoldur.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Allah Tealâ şöyle buyurdu: “- İşte (ihlâslı müminleri azıtamıyacağına dair) bu dediğin söz, bana aid gerçek bir yoldur. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (Cenâb-ı Hak) Buyurdu ki: «Bu bana ait dosdoğru bir yoldur. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Allah buyurdu ki: İşte bu Bana ulaşan dosdoğru yoldur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | ((Allah)) said: "This (way of My sincere servants) is indeed a way that leads straight to Me. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hicr Sûresi 41. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...