# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُٓوا اِنَّٓا اُرْسِلْنَٓا اِلٰى قَوْمٍ مُجْرِم۪ينَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû innâ ursilnâ ilâ kavmin mucrimîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar şöyle cevap verdiler: “Aslında biz günaha gömülmüş inkârcı bir toplumu helâk etmek için gönderildik.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Dediler ki: «Biz, suçlu bir topluma (onları helâk etmeye) gönderildik.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 58,59,60. Şöyle cevap vermişlerdi: "Biz şüphesiz suçlu bir millete gönderildik. Lut'un ailesi bunun dışındadır. Karısı hariç hepsini kurtaracağız. Karısının geride kalanlardan olmasını gerekli bulduk." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şöyle dediler: “Şüphesiz biz suçlu bir millete gönderildik. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Melekler şöyle dediler: "Biz suçlu bir kavmi cezalandırmak için gönderildik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Haberin olsun dediler: biz mücrim bir kavme gönderildik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Dediler: «Gerçek biz günahkarlar güruhuna gönderildik». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar) şöyle dediler: “Doğrusu biz bir günahkârlar topluluğuna (Lût kavmine)gönderildik.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar şöyle dediler: “- Biz mücrim (günahkâr) bir topluluğa gönderildik. (Onları helâk edeceğiz, bu topluluk da Lût kavmidir.) |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dediler ki: «Muhakkak biz, mücrimler olan bir kavime gönderilmişizdir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Dediler ki: “Biz mücrim bir kavme gönderildik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They said: "We have been sent to a people (deep) in sin, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hicr Sûresi 58. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...