# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَا يَمَسُّهُمْ ف۪يهَا نَصَبٌ وَمَا هُمْ مِنْهَا بِمُخْرَج۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Lâ yemessuhum fîhâ nasabun vemâ hum minhâ bimuḣracîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Orada hiçbir yorgunluk ve zahmete maruz kalmazlar ve oradan artık bir daha çıkarılmazlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlara orada hiçbir yorgunluk gelmeyecek ve onlar, oradan çıkarılmayacaklardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlar orada bir yorgunluk hissetmezler. Oradan çıkarılacak da değillerdir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlara orada hiçbir yorgunluk dokunmaz, onlar oradan çıkarılacak da değillerdir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Orada kendilerine hiçbir yorgunluk gelmeyecek. Oradan çıkarılacak da değillerdir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Orada kendilerine hiç bir zahmet tokunmaz, onlar oradan çıkarılacak da değildirler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Orada bunlara hiçbir yorgunluk ve zahmet değmeyecek. Oradan bunlar çıkarılacak da değildirler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Orada onlara hiçbir yorgunluk dokunmaz ve onlar oradan çıkarılacak kimseler değillerdir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Orada kendilerine hiç bir zahmet dokunmaz ve oradan çıkarılacak da değillerdir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onlara orada bir zahmet dokunmaz ve onlar oradan çıkarılacak da değillerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Orada yorgunluk nedir bilmezler; ve oradan hiçbir zaman çıkarılacak değillerdir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | There no sense of fatigue shall touch them, nor shall they (ever) be asked to leave. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hicr Sûresi 48. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...