# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَكَانُوا يَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا اٰمِن۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vekânû yenhitûne mine-lcibâli buyûten âminîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar dağları yontarak güven içinde yaşayacakları evler yaparlardı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar, dağlardan emniyet içinde kalacakları evler oyarlardı. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Dağlarda, güven içinde olarak evler yontuyorlardı. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar güven içinde dağlardan evler yontuyorlardı. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar, dağlardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Dağlardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onlar dağlardan emîn, emîn evler yontub oyarlardı. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve (kendilerini) güven içinde (zanneden) kimseler olarak dağlardan evler yontuyorlardı. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Dağlarda (kendilerini düşmanlardan, hırsızdan veya Allah'ın azabından kurtaracak) emniyetli zannettikleri evler yontup kuruyorlardı. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onlar emniyet içinde olarak dağlardan evler yontar olmuşlardı. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar dağlardan güvenli evler yontarlardı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Out of the mountains did they hew (their) edifices, (feeling themselves) secure. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hicr Sûresi 82. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...