# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَقَضَيْنَٓا اِلَيْهِ ذٰلِكَ الْاَمْرَ اَنَّ دَابِرَ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ مَقْطُوعٌ مُصْبِح۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vekadaynâ ileyhi żâlike-l-emra enne dâbira hâulâ-i maktû’un musbihîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz Lût’a şu kesin hükmü bildirdik: “Sabah vaktine girerken o azgın kavmin kökü tamâmen kesilmiş olacaktır.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ona (Lût'a) şu hükmümüzü vahyettik: «Sabaha çıkarlarken mutlaka onların ardı kesilmiş olacaktır.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Böylece Lut'a bunların sonlarının kesilmiş olarak sabahlıyacaklarını bildirdik. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ona şu durumu kesin olarak bildirdik: “Sabaha çıkarken onların sonu kesilmiş olacak.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Biz, Lût'a şu kesin emri vahyettik: "Bu kâfirler sabaha çıkarken muhakkak kökleri kesilmiş olacaktır." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ona kat'î olarak şu emri vahyettik: sabaha çıkarlarken şunları arkaları kat'iyyen kesilecek |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ona şu (kat'î) emri vahyetdik: «Sabaha çıkarlarken onların arkası behemehal kesilmiş olacakdır». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ona (Lût'a) şu (kesin) emri de vahyettik: “Sabaha ulaşan kimseler iken, onların (o fâsık kavmin) ardı mutlaka kesilmiş olacaktır (helâk olacaklardır)!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biz, Lût'a şu kesin emri vahyettik: Bu kâfirler sabaha çıkarken muhakkak kökleri kesilmiş olacaktır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve ona (Hazreti Lût'a) şu emri kat'iyyen vahyettik ki, onların arkaları sabaha çıkacakları vakit elbette kesilmiş olacaktır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Böylece Lût'a şu emri tebliğ ettik ki, sabaha çıktıklarında onların kökü kesilmiş olacaktır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And We made known this decree to him, that the last remnants of those (sinners) should be cut off by the morning. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hicr Sûresi 66. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...