# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَوْ مَا تَأْت۪ينَا بِالْمَلٰٓئِكَةِ اِنْ كُنْتَ مِنَ الصَّادِق۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Lev mâ te/tînâ bilmelâ-iketi in kunte mine-ssâdikîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Eğer doğru söylüyorsan, bize melekleri getirip göstersene!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «Eğer doğru söyleyenlerden idiysen, bize melekleri getirmeliydin.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 6,7. Onlar: "Ey kendisine Kitap indirilen kimse! Sen mutlaka delisin. Doğrulardan isen melekleri bize getirsene" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Eğer doğru söyleyenlerden isen bize melekleri getirsene!” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Eğer peygamberlik davanda doğru kimselerdensen, bize melekleri getirmeliydin." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Getirsena o Melâikeyi sadıklardan isen! |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «(Da'vanda) doğru söyleyenlerdendin de bize melekleri getirmeli değil miydin»? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Eğer doğru (söyleyen) kimselerden idiysen, bize melekleri getirmeli değil miydin?” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Eğer Peygamberlik dâvanda sadık kimselerdensen, bize (doğruluğuna şâhidlik edecek veya azap edecek) melekleri getirsen ya!...” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Eğer sen sâdıklardan isen bize melekleri getirmeli değil misin?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Eğer doğru söylüyorsan, bize melekleri getir.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Why bringest thou not angels to us if it be that thou hast the Truth?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hicr Sûresi 7. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...