# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِسْمٰع۪يلَ وَاِدْر۪يسَ وَذَا الْكِفْلِۜ كُلٌّ مِنَ الصَّابِر۪ينَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-ismâ’île ve-idrîse veżâ-lkifl(i)(s) kullun mine-ssâbirîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İsmâil, İdrîs ve Zülkifl’i de hatırla. Onların her biri sabırla bütünleşmiş kullarımızdandı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İsmail'i, İdris'i ve Zülkif'i de (yâdet). Hepsi de sabreden kimselerdendi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İsmail, İdris ve Zülkifl hakkında anlattığımızı da an; onların her biri sabredenlerdendi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İsmail’i, İdris’i ve Zülkifl’i de hatırla. Bunların hepsi sabredenlerdendi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İsmail, İdris ve Zülkifl'i de (hatırla). Onların hepsi de sabredenlerdendi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İsmaili de, İdrisi de, Zül'kıfli de; hepsi sabirînden |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İsmâîli, Idrîsi, Zülfikü de (yâdet. Bunların) her biri de sabr (ve sebat) edenlerdendi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Habîbim, yâ Muhammed!) İsmâîl'i, İdrîs'i ve Zülkifl'i de (hatırla)! Hepsi de sabredenlerdendi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İsmâil'i, İdrîs'i, Zü'l-Kifl'i de hatırla. Bunların her biri de sabredenlerdendi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve İsmail ve İdris ve Zülkifl'i (de yâd et). Hepsi de sabredenlerden idiler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İsmail'i, İdris'i, Zülkifl'i de an. Onların hepsi de sabır ehliydi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And (remember) Isma´il, Idris, and Dhu al Kifl, all (men) of constancy and patience; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enbiyâ Sûresi 85. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...