# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ ف۪ي هٰذَا لَبَلَاغًا لِقَوْمٍ عَابِد۪ينَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne fî hâżâ lebelâġan likavmin ‘âbidîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şüphesiz bu Kur’an’da Allah’a kulluk etmek isteyen kimseler için yeterli bilgi ve öğüt vardır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte bunda, (bize) kulluk eden bir kavim için bir mesaj vardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu bu Kuran'da, kulluk eden kimselere bildiri vardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz bunda Allah’a kulluk eden bir toplum için yeterli bir mesaj vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şüphesiz bu Kur'ân'da kulluk eden kimseler için kâfi bir öğüt vardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şübhe yok ki bunda âbid bir kavm için kâfi bir öğüd vardır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Şübhe yok ki bu (Kur'an) da âbidler zümresi için (umduklarına) ulaşma (çâreleri) vardır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz ki bunda (Kur'ân'da) ibâdet eden bir kavim için (maksada ulaştırıcı)kâfî (bir nasîhat var)dır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gerçekten bu Kur'ân'da (hususiyle bu sûrede), muvahhid kimseler için kâfi bir öğüd vardır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhakkak ki, bunda (Kur'an-ı Mübîn'de) abidler olan bir kavim için mükemmel bir mev'ize vardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İşte bunda, Allah'a kulluk eden bir topluluk için tam ve yeterli bir öğüt vardır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Verily in this (Qur´an) is a Message for people who would (truly) worship Allah. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enbiyâ Sûresi 106. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...