# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يَوْمَ نَطْوِي السَّمَٓاءَ كَطَيِّ السِّجِلِّ لِلْكُتُبِۜ كَمَا بَدَأْنَٓا اَوَّلَ خَلْقٍ نُع۪يدُهُۜ وَعْدًا عَلَيْنَاۜ اِنَّا كُنَّا فَاعِل۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Yevme natvî-ssemâe ketayyi-ssiclli lilkutub(i)(c) kemâ bede/nâ evvele ḣalkin nu’îduh(u)(c) va’den ‘aleynâ(c) innâ kunnâ fâ’ilîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O gün biz gökyüzünü yazılı kağıt tomarlarını dürer gibi düreceğiz. Bütün varlığı başlangıçta nasıl kolayca yaratmışsak, onları aynı şekilde tekrar dirilteceğiz. Bu, bizim verdiğimiz kesin bir sözdür. Biz ne söz verdiysek, onu mutlaka yaparız. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Düşün o) günü ki, yazılı kâğıtların tomarını dürer gibi göğü toplayıp düreriz. Tıpkı ilk yaratmaya başladığımız gibi onu tekrar o hale getiririz. (Bu,) üzerimize aldığımız bir vaad oldu. Biz, (vâdettiğimizi) yaparız. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Göğü, kitap dürer gibi dürdüğümüz zaman, yaratmaya ilk başladığımız gibi katımızdan verilmiş bir söz olarak onu tekrar var edeceğiz. Doğrusu Biz yaparız. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Yazılı kâğıt tomarlarının dürülmesi gibi göğü düreceğimiz günü düşün. Başlangıçta ilk yaratmayı nasıl yaptıysak, -üzerimize aldığımız bir vaad olarak- onu yine yapacağız. Biz bunu muhakkak yapacağız. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Göğü, kitab dürer gibi dürdüğümüz zaman, yaratmaya ilk başladığımız gibi, katımızdan verilmiş bir söz olarak onu tekrar var edeceğiz. Doğrusu biz bunları yaparız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O gün ki Semâyı kitablar için defter dürer gibi düreceğiz evvel başladığımız gibi halkı iade edeceğiz, uhdemizde bir va'd, şübhe yok ki biz yaparız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Yâdet) o günü ki biz göğü, kitabların sahîfesini dürüb büker gibi, düreceğiz. ilk yaratışa nasıl başladıksa, üzerimizde (hak) bir va'd olarak, yine onu iade edeceğiz. Hakıykatde faailler biziz. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | O gün ki, göğü, kitabların sayfasını dürer gibi düreriz. İlk yaratmaya başladığımız gibi üzerimizde bir va'd olarak onu iâde ederiz (tekrar yaratırız). Şübhesiz ki biz, (bunu)yapacak olanlarız. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O gün ki, semayı, kitabların sahifesini dürer gibi düreceğiz. (Mahlukatı) ilk yaratışa başladığımız gibi, yine onu iade edeceğiz; üzerimize aldığımız bir vaaddır ki, muhakkak (öldükten sonra) dirilmeyi yapacağız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (Düşününüz) O günü ki, kitaplar için sahifelerin dürülmesi gibi göğü düreceğiz. İlk yaratılışta başladığımız gibi onu iade edeceğiz. üzerimize bir va'addir ki, muhakkak yapıverecekleriz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O gün kitap sayfalarını dürer gibi semâyı düreriz. Sonra da, ilk yaratışa başladığımız gibi mahlûkatı tekrar yaratırız. Bu Bizim sözümüzdür; mutlaka yerine getireceğiz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | The Day that We roll up the heavens like a scroll rolled up for books (completed),- even as We produced the first creation, so shall We produce a new one: a promise We have undertaken: truly shall We fulfil it. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enbiyâ Sûresi 104. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...
Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...