# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ لَقَدْ كُنْتُمْ اَنْتُمْ وَاٰبَٓاؤُ۬كُمْ ف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle lekad kuntum entum ve âbâukum fî dalâlin mubîn(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İbrâhim: “Doğrusu siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içine sürüklenmişsiniz” dedi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Doğrusu, siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz, dedi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İbrahim: "And olsun ki sizler de babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz" deyince: |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İbrahim, “Andolsun, siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İbrahim: "And olsun ki sizler de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz" dedi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Kasem olsun ki dedi, siz de atalarınız da açık bir dalâl içindesiniz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (İbrâhîm) dedi: «Andolsun, siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (İbrâhîm:) “Yemîn olsun ki siz de atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Hz. İbrâhîm, onlara) dedi ki: “- Yemin olsun, siz ve atalarınız açık bir sapıklık içindesiniz.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Kasem olsun ki,» Dedi, «siz de, babalarınız da pek açık bir sapıklık içinde bulunmuş oldunuz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | İbrahim “And olsun ki,” dedi, “siz de, atalarınız da apaçık bir sapıklıktasınız.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | He said, "Indeed ye have been in manifest error - ye and your fathers." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enbiyâ Sûresi 54. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...