# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُٓوا ءَاَنْتَ فَعَلْتَ هٰذَا بِاٰلِهَتِنَا يَٓا اِبْرٰه۪يمُۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû eente fe’alte hâżâ bi-âlihetinâ yâ ibrâhîm(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İbrâhim’i getirdikten sonra, ona: “Söyle bakalım İbrâhim, ilâhlarımıza bunu yapan sen misin?” diye sordular. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim? dediler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İbrahim gelince, ona: "Ey İbrahim, bunu tanrılarımıza sen mi yaptın?" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (İbrahim gelince) “Sen mi yaptın bunu ilâhlarımıza ey İbrahim” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (İbrahim gelince ona) "Ey İbrahim! bunu tanrılarımıza sen mi yaptın?" dediler |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Dediler: sen mi yaptın bunu ilâhlarımıza ya İbrahim |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Ey Ibrâhîm, dediler, sen mi Tanrılarımıza bu işi yapdın?» |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (İbrâhîm'i getirdikten sonra:) “Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın ey İbrâhîm?” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Hz. İbrâhîmi huzura getirdikleri zaman ona şöyle) dediler: “- Sen mi bunu İlâhlarımıza yaptın, ey İbrâhîm?” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dediler ki: «Ey İbrahim, Bizim ilâhlarımıza bunu sen mi yaptın?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “İbrahim,” dediler. “Tanrılarımıza bunu yapan sen misin?” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They said, "Art thou the one that did this with our gods, O Abraham?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enbiyâ Sûresi 62. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...