# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِذْ قَالَ لِاَب۪يهِ وَقَوْمِه۪ مَا هٰذِهِ التَّمَاث۪يلُ الَّت۪ٓي اَنْتُمْ لَهَا عَاكِفُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | İż kâle li-ebîhi vekavmihi mâ hâżihi-ttemâśîlu-lletî entum lehâ ‘âkifûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O vakit babasına ve kavmine: “Nedir şu karşısına geçip taptığınız heykeller?” diye sormuştu. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor? demişti. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İbrahim, babasına ve milletine: "Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?" demişti. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O zaman o, babasına ve kavmine: "Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?" demişti. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O vakıt ki babasına ve kavmine ne bu başına toplanıb durduğunuz temasîl dedi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O zaman o, babasına ve kavmine: «Sizin tapmakda olduğunuz bu heykeller nedir?» demişdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hani babasına ve kavmine: “Sizin şu kendilerine tapınıcı olduğunuz heykeller de nedir?” demişti. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O zaman, babasına ve kavmine şöyle demişti: “- Sizin tapmakta olduğunuz heykeller nedir?” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O vakit ki, babasına ve kavmine dedi ki: «Nedir bu timsaller ki, siz onlara (tapınmaya) devam edip duruyorsunuz?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | O vakit İbrahim babası ile kavmine, “Nedir bu tapıp durduğunuz suretler?” diye sormuştu. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Behold! he said to his father and his people, "What are these images, to which ye are (so assiduously) devoted?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enbiyâ Sûresi 52. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...