# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالَ رَبّ۪ي يَعْلَمُ الْقَوْلَ فِي السَّمَٓاءِ وَالْاَرْضِۘ وَهُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâle rabbî ya’lemu-lkavle fî-ssemâ-i vel-ard(i)(s) vehuve-ssemî’u-l’alîm(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Peygamber şöyle dedi: “Rabbim, gökte ve yerde söylenen bütün sözleri bilir. Çünkü O, her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla bilendir.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Peygamber) dedi ki: Rabbim, yerde ve gökte (söylenmiş) her sözü bilir. O, hakkıyla işiten ve bilendir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Peygamber: "Benim Rabbim gökte ve yerde söyleneni bilir. O, işitendir, bilendir" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Peygamber, onlara dedi ki: “Rabbim yerdeki ve gökteki her sözü bilir. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Peygamber: "Benim Rabbim gökte ve yerde (söylenen) her sözü bilir. O, her şeyi işitir, her şeyi bilir" dedi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Dedi: rabbım söyleneni bilir: Gökte de Yerde de ve o öyle semî, öyle alîmdir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Onlara) dedi ki: «Rabbim gökdeki, yerdeki (her) sözü bilir. O, hakkıyle işidici, kemâliyle bilicidir». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Peygamber:) “Rabbim, gökte ve yerde (konuşulan) her sözü bilir. Çünki O, Semî'(herşeyi işiten)dir, Alîm (hakkıyla bilen)dir” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Hz. Peygamber, o müşriklere şöyle) dedi: “- Rabbim gökte ve yerde (söylenen) her sözü bilir. O, SEMÎ'dir = her şeyi işitir, ALÎM'dir = her şeyi bilir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dedi ki: «Rabbim gökteki ve yerdeki söyleneni bilir ve O, her şeyi tamamen işiticidir, bilicidir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Peygamber dedi ki: Gökte ve yerde söylenen sözü Rabbim bilir. O herşeyi işiten, herşeyi bilendir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: "My Lord knoweth (every) word (spoken) in the heavens and on earth: He is the One that heareth and knoweth (all things)." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enbiyâ Sûresi 4. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...
Müminûn suresinin 21. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 21. Ayet Arapça: ِ وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي ...