# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَوَهَبْنَا لَهُٓ اِسْحٰقَۜ وَيَعْقُوبَ نَافِلَةًۜ وَكُلًّا جَعَلْنَا صَالِح۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vevehebnâ lehu ishâka veya’kûbe nâfile(ten)(s) vekullen ce’alnâ sâlihîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İbrâhim’e İshâk’ı lutfettik, ayrıca torun olarak da İshâk’ın oğlu Yâkub’u ihsân ettik. Her birini dürüst, erdemli ve ıslaha yönelik işler yapan kimseler kıldık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ona (İbrahim'e), İshak'ı ve fazladan bir bağış olmak üzere Ya'kub'u lütfettik; herbirini sâlih insanlar yaptık. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İbrahim'e, buna ilaveten İshak ve Yakub'u da verdik, her birini iyi kimseler kıldık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ona İshak’ı ve ayrıca da Yakub’u bağışladık ve her birini salih kimseler yaptık. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ona (İbrahim'e) İshak'ı, üstelik bir de Yakub'u ihsan ettik ve herbirini salih kimseler kıldık. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve ona İshakı ihsan ettik, fazla olarak Ya'kubu da ve her birini salihînden kıldık |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ona (İbrâhîme) Ishaakı, üstelik bir de Ya'kuubu ihsan etdik ve (bunların) her birini saalih (zât) ler yapdık. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve ona (İbrâhîm'e) İshâk'ı ve fazla(sıyla bir lütûf) olarak da (torunu olan)Ya'kub'u ihsân ettik. Ve her birini sâlih kimseler kıldık. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İbrâhîme (evlad olarak) İshak'ı, üstelik bir de Yakûb'u ihsan ettik ve her birini salih kimselerden yaptık. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve O'na İshak'ı ve fazla olarak da Yakub'u ihsan ettik ve hepsini de sâlihler kıldık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ve ona İshak'ı verdik. Ayrıca bir de Yakub'u bağışladık. Hepsini de iyi ve hayırlı kullar eyledik. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And We bestowed on him Isaac and, as an additional gift, (a grandson), Jacob, and We made righteous men of every one (of them). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enbiyâ Sûresi 72. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...