# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاسْتَجَبْنَا لَهُۙ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّۜ وَكَذٰلِكَ نُنْجِي الْمُؤْمِن۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Festecebnâ lehu venecceynâhu mine-lġamm(i)(c) vekeżâlike nuncî-lmu/minîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Biz de onun duasını kabul buyurduk; kendisini gam ve kederden kurtardık. İşte biz mü’minleri böyle kurtarırız. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bunun üzerine onun duasını kabul ettik ve onu kederden kurtardık. İşte biz müminleri böyle kurtarırız. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Biz de ona cevap verip, onu üzüntüden kurtarmıştık. inananları böyle kurtarırız. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz mü’minleri böyle kurtarırız. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Biz de duasını kabul ile icabet ettik, kendisini üzüntüden kurtardık. İşte biz iman edenleri böyle kurtarırız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Biz de duâsını kabul ile icabet ettik de kendisini gamden kurtardık ve işte mü'minleri böyle kurtarırız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bunun üzerine biz de onu (n bu duasını) kabul etdik, kendisini gamdan selâmete erdirdik. İşte biz îman edenleri böyle kurtarırız. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Nihâyet (biz de) onun duâsını kabûl ettik ve onu kederden kurtardık. İşte, mü'minleri böyle kurtarırız. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biz de duasını kabul ettik, kendisini kederden kurtardık. İşte biz, müminleri böyle kurtarırız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık Biz de O'nun duasına icabet ettik de O'nu gamdan kurtardık ve mü'minleri de böylece necâta erdiririz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz de duasını kabul ettik ve onu üzüntüden kurtardık. Mü'minleri Biz böyle kurtarırız. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | So We listened to him: and delivered him from distress: and thus do We deliver those who have faith. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enbiyâ Sûresi 88. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...