# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَقَدْ اٰتَيْنَٓا اِبْرٰه۪يمَ رُشْدَهُ مِنْ قَبْلُ وَكُنَّا بِه۪ عَالِم۪ينَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Velekad âteynâ ibrâhîme ruşdehu min kablu vekunnâ bihi ‘âlimîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yemin olsun biz daha önce İbrâhim’e de doğru yolu bulma kâbiliyetini vermiştik. Biz onun her bakımdan bu lutfa lâyık olduğunu biliyorduk. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | And olsun ki, daha önce İbrahim'e de akla uygun olanı göstermiştik. Biz onu biliyorduk. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Andolsun, daha önce de İbrahim’e doğruyu yanlıştan ayırma yeteneğini verdik. Biz zaten onu biliyorduk. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | And olsun ki biz daha önce İbrahim'e de rüşdünü vermiştik (akla uygun olanı göstermiştik). Biz onu biliyorduk. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şanım hakkı için bundan evvel de İbrahime rüşdünü vermiştik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Andolsun ki biz daha evvel Ibrâhîme de rüşdünü verdik ve biz onu (n buna ehil olduğunu) bilenlerdik. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve and olsun ki, daha önce İbrâhîm'e de rüşdünü (doğruyu bulma kabiliyetini)vermiştik ve onu(n buna ehil olduğunu) bilenler idik. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Azametim hakkı için, biz Mûsa'dan evvel de İbrahîm'e hidayetini vermiştik ve biz, buna (peygamberliğe) ehil olduğunu biliyorduk. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve andolsun ki, İbrahim'e de bundan evvel rüşdünü vermiştik ve Biz O'na âlimler idik. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Daha önce Biz İbrahim'e de doğru yolu bulmasını sağlayacak bir sağduyu ve olgunluk vermiştik; çünkü onun buna lâyık olduğunu biliyorduk. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | We bestowed aforetime on Abraham his rectitude of conduct, and well were We acquainted with him. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enbiyâ Sûresi 51. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ اَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي السَّم ...
Kur’ân-ı Kerîm’in kâmilen tahsîli için şu üç merhaleye riâyet edilmelidir: KUR’AN’IN TAHSİLİ İÇİN 3 MERHALE Doğru Bir Şekilde Yüzünden Okuma; Ti ...
İbrahim suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا لَنَٓا اَلَّا نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينَا سُبُلَنَاۜ وَلَنَصْبِرَنَّ عَلٰى مَٓا اٰذَيْتُمُونَاۜ وَعَلَ ...
Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...