# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُوا حَرِّقُوهُ وَانْصُرُٓوا اٰلِهَتَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ فَاعِل۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû harrikûhu vensurû âlihetekum in kuntum fâ’ilîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bu sözler üzerine çılgına dönen putperestler, halkı kışkırtarak: “Eğer bir şey yapacaksanız, İbrâhim’i ateşe atıp yakın, böylece ilâhlarınızın imdâdına yetişin!” dediler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarınıza yardım edin! dediler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlar: "Bir şey yapacaksanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (İçlerinden bazıları), “Eğer (bir şey) yapacaksanız, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar: "Bir şey yapacaksanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin" dediler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Siz bunu, dediler: yakın da ilâhlarınızın öcünü alın, bir iş yapacaksınız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Dediler: «Ona yakın! (bu suretle) Tanrılarınıza yardım edin, eğer (bir iş) yapanlarsanız». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Bazıları:) “Eğer (bir iş) yapacak kimseler iseniz, onu yakın da ilâhlarınıza yardım edin!” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Nemrud ve kavmi şöyle) dediler: “- Bunu (İbrâhîm'i) yakın da İlâhlarınızın öcünü alın; eğer bir iş yapacaksanız...” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dediler ki: «O'nu yakınız ve ilâhlarınıza yardım ediniz. Eğer yapacak kimseler iseniz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Eğer bir iş yapacaksanız,” dediler, “onu yakarak tanrılarınıza yardımcı olun.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They said, "Burn him and protect your gods, If ye do (anything at all)!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Enbiyâ Sûresi 68. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...